Yeni yaşın ve geleceğin kutlu olsun TİDE

Kurucularından biri olduğum Türkiye İç Denetim Enstitüsü, bu hafta 29 yılı geride bırakıyor.

Bu nedenle bu hafta köşe yazımda TİDE – Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün kuruluş öyküsünü paylaşacağım.

1980’li yıllar ve TİDE – Türkiye İç Denetim Enstitüsü kuruluş süreci yıllarında (1994-1995) bankacılık dönemine zaman tünelinden geçerek gittiğimizde; ülkemizde denetim denilince akla Teftiş ve kurumsal olarak önde gelen sektör olarak ise bankacılıkta teftiş gelirdi.


Reel sektör tarafında ise eski maliyeciler tarafından kurulan murakabe birimleri vardı.


Teftiş Kurulunun raporladığı en üst birim Genel Müdürlüktü ve genelde Genel Müdür Yardımcılığına bağlı pozisyonlar ile faaliyet gösteren kurullar vardı.


Teftişin denetim evreni şubelerden ibaretti. Genel müdürlük birimleri dokunulmaz birimlerdi.


Büyük defteri (Defteri Kebir) bilirdik. Büyük veri o zamanlar henüz dünyaya gelmemişti.


Teftişin iç hiyerarşisi devlet gibi çok katı idi.


Böyle bir dönemde İç Denetim Enstitüsü kurmak eski köye yeni adet getirmek gibi özellikle bankacılık sektörünce mesafeli karşılanmıştı.

Sosyal mesafe bilmez ancak üstat ile beşeri mesafeliydik.


Kurumsal denetim birimleri sayıca bankacılıkta fazla olduğu için TİDE’yi kurarken bankacılar kulübüne dönüşür müyüz diye de kaygılanmıştık. Ancak tersi oldu. İhtiyaç sahipleri yani reel sektör bizi buldu.


Bankacılık kanununda şimdiki gibi iç sistemleri düzenleyen hükümler yerine bankalar yeterince müfettiş........

© Hürses