Asır... Zaman... Şairin dediği gibi büyülü bence de çünkü her yaşantıyı "anı" yapıyor...
Hem...
Kafa kağıdı eskidikçe varoluşsal sıkıntılar artıyor; birini bir şeyi bir yeri özlediğini sanıyor insan oysa sadece o yaka paça kovulduğumuz cenneti özlüyoruz delice...
Hep huzursuzluğumuz huysuzluğumuz tatminsizliğimiz ondan...
Hep çok önemli bir şeyi yapmayı unuttuysam hissi , ütünün fişini fişte kettle ' ı kaynama modunda mı bıraktım anksiyetelerimiz... Bizi sıkboğaz eden ne varsa o... Hep o...
Bülent Akyürek yazmıştı ya "...bıktık yaşam kaygısından Amerika 'dan... Ama bitecek... Geçecek hepsi... "
Çünkü şair dedi ya :
"Rüya bütün çektiğimiz
Rüya kahrım...
Rüya zindan...
Nasıl da yılları buldu
Bir mısra dolu maceram ? " ( Ahmed Arif )
Bir teselli veremiyor muyum ? Olsa... Bende de yok demek ki... Lisedeyken " taşar özlemim bu saatlerde " yazan müelliften ne beklenir ki zaten ?
Fakat konumuz güncellik olaraktan Asr ' ın ve Diamond tabiki... Düşmanın silahı ile silahlanmak şiarıyla ağzı dili iyi edebiyat parçalayanlarımızın o mecralarda cevap vermesi dileklerimle başlayayım acizâne reddiyeme...
Öncelikle bu agnostik ve ateist olanların Sarı Dana , uzun favoriden tutup cehennemden kurtarma , koşer , teslis, Noel zamanı çam ağacına yansıma vs. gibi olgulara hiç değinememesi nedendir bilinmez diyorum... Arnavutluk ' ta oraların hiçbir kutsalı dillere pelesenk edilemiyor nedense...........