Hak, İnsan Hakları ve “Hayvan Hakları”
Bugünlerde sokak köpekleri üzerinden sert bir tartışma yürütülüyor. Bir kesim sokak köpeklerinin insanlara zarar verdiğini belirterek sokakta köpek yaşamasının önlenmesi gerektiğini öne sürerken diğer bir kesim sokak köpeklerinin sokaklarda yaşama hakkına sahip olduğunu öne sürüyor. Yani sokak köpeklerinin toplatılması talebine hak kavramı üzerinden karşı çıkıyor. Bu da ister istemez bizi hak meselesine bakmaya yöneltiyor.
Hak kavramının istismarı ve “hayvan hakları!”
İnsan haklarını ifade etmek için kullanılmakta olan hak kavramı ne yazık ki çok istismar edildi. Kavram, önce, insan hakları içinde genişletici yorumlara tabi tutuldu. İlk olarak insan haklarına dâhil olup olmadıkları tartışmalı olan iktisadî ve sosyal haklar kavramı ortaya çıktı. Zamanla üçüncü ve dördüncü kuşak haklardan bahsedilir oldu. Keza, kavram günlük hayatın akışı içinde de kullanıldı. Meselâ doğuştan gelen değil sözleşmeden doğan bir hak-talep olan işçi hakları da neredeyse insan hakları kavramının bir parçasıymış gibi güven ve kararlılık içinde kullanılmaya başladı.
Bu kavram genişlemesinin bazı sebepleri vardı. En başta geleni, hak kavramının taşıdığı büyük ahlaki meşruiyetti. Yeni hak kategorileri öne sürenler insan haklarının özelliklerinden uzak, hatta bu özelliklere bazen tamamen ters taleplerine hak adını vererek onları hak kavramının yüksek itibarından yararlandırmaya çalıştı. Bu politika bir ölçüde işe de yaradı. Şimdi ise kavramda bir yeni genişletme talebiyle karşı karşıyayız.
Bu sefer hak sahibi özneler olarak, yukarıda sayılan hak kategorilerinden tamamen farklı biçimde, insan dışında bir tür gösteriliyor. Hayvanların da insanlar gibi haklara sahip olduğu iddia ediliyor ve bu haklara “hayvan hakları” deniliyor. Hayvan hakları insan hakları gibi geniş anlamda değil dar anlamda kullanılıyor ve daha ziyade hayat hakkı ile ilişkilendiriliyor. Buna göre, dünya sadece insanlara ait değil, hayvanların da dünyada hakkı var. Nefes alan her canlı yaşama hakkına sahip. Daha da ilginci, bu bakımdan insanlarla hayvanlar eşit sayılıyor, hatta bazılarınca hayvanlar insanlardan daha üstün statüde görülüyor. İnsanların hayvanların hayat hakkına müdahale etmemesi isteniyor…
Konu elbette daha ziyade sokak köpekleri veya başıboş, sahipsiz köpekler etrafında tartışılıyor. Bu köpeklerin nerede isterlerse orada yaşamaya hak sahibi oldukları öne sürülüyor. “Sokaklar sadece insanlara ait değildir, hayvanların da onlar üzerinde hakkı vardır” deniyor. Sahipsiz köpeklerin zaman zaman insanlara verdiği zararlar -ciddi yaralanmalar hatta ölümler- görmezden geliniyor veya saldıran hayvanlar değil saldırılan insanlar suçlanıyor. Çocukların köpek saldırısına maruz kalması durumunda çocukların ebeveynleri itham ediliyor. Köpeklerin sebepsiz yere hiç kimseye saldırmayacağı iddia ediliyor. Bazen, köpeklerden insan gibi bahsederek, “durup dururken kimse kimseye saldırmaz” şeklinde konuşuluyor!
Bu çizgide olanlar arasında toplumun çeşitli kesimlerinden insanlar var. Sekülerler yanında dindarlar arasında da aynı kafada........
© Hür Fikirler
visit website