Ölüm hak miras helal

Eceli gelen her insan ölümü tadacaktır. Tüm canlılar için bu kural söz konusudur. Hatta ölümün insanlar için bir hak olduğunu da söyleyebiliriz.

Ölüden geriye kalan miras da mirasçılar için helaldir.

İşte bu yüzden atalarımız “Ölüm hak miras helal” özdeyişini kullanmışlar.

Bir başka deyişle özellikle cinsiyet eşitliğine dayalı olarak gerek kadın ve gerekse erkeklere seslenerek:

‘’Çekinmene gerek yok bu mal ve mülk senindir” demişler.

Aslında İslamiyet öncesi Türk toplumlarında kadının miras hakkının tanındığı görülmektedir. Örneğin Hun, Göktürk, Uygur devletlerinde sağ kalan eş kadınsa ¼’lük miras payı olmuştur. Ayrıca evlenerek evden ayrılan kız ve erkek çocuklara belirli bir miktarda mal verildiğinden bunların miras hakkı sona ermiş, ancak anne baba öldüğünde evde olan kız ve erkek çocukların mirasçılığı devam etmiştir. Görüldüğü gibi eşin ya da çocukların cinsiyeti mirasçılık haklarını ortadan kaldırmamıştır. Bu konuda geniş bilgi için Prof.Dr. Sevgi Gül Akyılmaz’ın “Osmanlı Miras Hukukunda Kadının Statüsü” adlı inceleme yazısını tavsiye edebilirim.

Konu Diyanet İşleri Başkanlığının (DİB) hazırladığı cuma hutbesinde:

Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahi adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.” denilmesiyle gündeme oturdu.

İslam hukuku, miras paylaşımında genellikle erkeğin aynı derecedeki kadın mirasçıya göre iki kat fazla pay almasını şart koşuyor.

Osmanlı döneminde mirasta feraiz hükümleri uygulanmıştır.

İslam miras hukuku (feraiz), kişilerin öldükten sonra geriye bıraktıkları........

© Hukuki Haber