İNTERNET, KİŞİLİK HAKLARI, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ (Kişilik Hakkını İhlal Ettiği İddia Edilen İnternet İçeriğin Çıkarılması ve/veya Erişimin Engellenmesine Dair Kanun Teklinin Değerlendirilmesi) |
KONU
TBMM’ye sunulan ve 5651 sayılı Kanun’da da değişiklik öngören 27.11.2025 tarihli, kişilik haklarını ihlal ettiği iddia edilen internet yayınlarına yönelik kanun teklifinin içeriği ile mevcut uygulamaya olası yansımaları.
AMAÇ
Gerek ifade (basın yayın özgürlüğü) gerekse de kişilik hakkının korunması ile bu iki “olmazsa olmaz” hak arasında bulunması gereken dengenin sağlanması açısından önemli olan düzenlemeye dair içeriğin ele alınması, mevcut uygulamaya olası etkileri, daha hızlı ve etkin uygulama açılarından değerlendirilmesi ve olası tartışılmalara katkı arz etmektir.
ÖZET
Mevcut (Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen) düzenleme kısaca belirtilmiştir. Kanun teklifinin içeriği ele alınmıştır. Teklifin yasalaşması halinde mevcut uygulamaya olası yansıması belirtilmiştir. İfade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki denge ile uygulamanın hızlı ve etkili olmasının temini bakımından olası sorun ve öneriler gösterilmiştir.
AÇIKLAMA
A) Ne Olmuştu? (Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı):
Anayasa Mahkemesi (AYM), 11 Ekim 2023 tarihinde internet hukuku ile ilgili son derece önemli bir iptal kararı vermiştir.[1] Karar, 10 Ekim 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kararın hayata yansıması olarak toplumu, başka bir deyişle kişi veya özel-resmi kurumları, internet-sosyal medyayı, internet gazeteciliğini ve sulh ceza hakimlikleri başta olmak üzere yargı makamlarını etkilemiştir. Kararla;
1- Önemli bazı suçlara dair yeterli şüphe sebebi olan hallerde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı’nın idari koruma tedbiri olarak verebildiği internet içeriğinin çıkarılması ve erişimin engellenmesi yetkisine ilişkin madde kısmen,
2- Kişilik haklarını ihlal ettiği iddia edilen hallerde ilgililerin talebi üzerine sulh ceza hâkimliklerinin adli koruma tedbiri olarak verebildikleri içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi yetkisine dair maddenin tamamı,
iptal edilmiştir.
Daha çok kanun yolu mercilerinin hukuki denetim kapsamında yapabilecekleri gerekçelerin gösterildiği, başka bir deyişle yerindelik denetiminin de ön plana çıktığını ifade ettiğimiz AYM iptal kararının içeriği, gerekçesi, olası sonuçları ile ilgili ayrıntılı açıklama ve değerlendirme, ilgili kitabımız ve makalemizde yer aldığı için ayrıca tekrar etmemek adına burada yazılmamıştır.[2]
B) Teklif Kanunlaşıncaya Kadar Ne Yapılabilir?
İptal kararı sonrasında yasal düzenleme yapılmaması üzerine oluşan yasal boşluk karşısında internet yoluyla kişilik hakları ihlal edilen kişi ya da kurumların, TBMM tarafından yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar nasıl bir hukuki yol izleyebilecekleriyle ilgili hukuki değerlendirme yayınlanan makalemizde yer aldığı için ayrıca tekrar etmemek adına burada yazılmamıştır.[3] Mevcut kanun teklifi yasalaşıncaya kadar hali hazırdaki yasal düzenlemeler dikkate alınarak başvuru yapılabileceği ve kararlar verilebileceğini söylemek mümkündür.
C) Meclise Sunulan Kanun Teklifi İçeriği:
Sunulan kanun teklifiyle 5651 sayılı Kanun’un üç maddesinde değişiklik öngörülmektedir.
a) 5651 sayılı Kanun’un tanımları düzenleyen 2. maddesinde yer alan iki tanım yeniden düzenlenmiştir. Buna göre;
1-İçeriğin çıkarılması: İçeriğin internet ortamından çıkarılmasını ifade eder. Madde gerekçesinde bu tedbir uygulandığında söz konusu içeriklerin, gerektiği durumda geri döndürülebilir şekilde internet ortamından çıkarılmasının sağlanacağı belirtilmiştir.
2-Uyarı yöntemi: İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle Kurum veya haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından yapılan bildirimi ifade eder. Madde gerekçesinde uyarı yönteminin kapsamının netleştirildiği, buna göre uyan yönteminin, ilk bakışta ihlalin anlaşıldığı durumlar bakımından BTK veya haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından doğrudan ilgili içerik ve/veya yer sağlayıcıyı haberdar etmeye yönelik olarak yapılan bildirim olduğu belirtilmiştir.
b) 5651 sayılı Kanun’un içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararları ile yerine getirilmesine dair 8. maddesinin üç ayrı fıkrasında bir kısım ibareler getirilerek yeni bir cümle eklenmiştir. Buna göre;
1-Maddenin 4. fıkrası: İçeriği birinci fıkrada belirtilen suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı re’sen Başkan tarafından verilir. Bu karar, erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir. (Teklifle altı çizili ibareler eklenmiştir.) Bu durum iptal edilen fıkranın neredeyse aynı halidir. Sadece “erişim sağlayıcısına” ibareleri “erişim sağlayıcılar” ibarelerine dönüşmüştür.
2-Maddenin 9. fıkrası: Konusu birinci fıkrada sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır. (Teklifle sadece altı çizili ibare çıkarılmıştır.)
3-Maddenin 11. fıkrası: İdarî tedbir olarak verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde, Başkan tarafından erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara idarî para cezası verilir. İdarî para cezasının verildiği andan itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcı tarafından kararın yerine getirilmemesi halinde Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline karar verilebilir. ((Teklifle altı çizili ibareler eklenmiştir.) Bu durum iptal edilen fıkranın neredeyse aynı halidir. Sadece “ilgili içerik, yer ve erişim sağlayıcısına” ibaresi “erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara” ibaresine dönüşmüştür.
c) İnternet yayınları yönünden kanun teklifinin en önemli ve temel değişikliği, tamamıyla iptal edilen 5651 sayılı Kanun’un içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi hakkındaki 9. maddesinin başlığı de dahil yeni hali olduğu söylenebilir. Buna göre;
1-Maddenin “içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” şeklindeki başlığı "Kişilik haklarının ihlal edilmesi” olarak değiştirilmiştir.
2-Her iki halde de madde onbir fıkradan oluşmaktadır.
3-Maddenin ilk fıkrasında kimin, hangi nedenle ve nereye başvuracağı düzenlenmiştir: Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Maddede görevin sulh ceza hakimliğinde olduğu belirtilmiş ancak yetkili yer hakimliğine yer verilmemiştir. (İptal edilen fıkrada, “kişiler” yerine “gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar” ibaresi yer alıyordu. İlgililerin içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceğine yer verilmemiştir. Bu hususlara, Kanunun Ek-4/3. maddesinde yer verildiği için burada tekrar edilmemiştir.)
4-Maddenin ikinci fıkrasında başvurunun hangi halde ve ne zaman kabul edileceği düzenlenmiştir: Hakimlikçe, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilir. (Maddede yeni bir kavram olarak “ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâller” getirilmiştir. İptal edilen maddede bu kavram olmamakla birlikte Yargıtay kararları itibariyle bu yöndeki uygulama yerleşmişti.
5-Maddenin üçüncü fıkrasında başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesi kararı düzenlenmiştir: Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talep etmesi durumunda hakimlikçe, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verilir. Kararda bildirim yapılacak arama motorlarına........