Dava Şartı Arabuluculukta "Masraf İsteme Yasağı"nın Hukuka Aykırılığı

Türk hukuk sisteminde arabuluculuk, özellikle dava şartı olarak kabul edildiği günden bu yana yargının yükünü hafifleten en önemli mekanizmalardan biri haline gelmiştir. Ancak sistemin başarısı, sadece tarafların el sıkışmasına değil, bu süreci yöneten arabulucuların mesleki haklarının ve mali dengesinin korunmasına da bağlıdır. Bugün gelinen noktada, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) ile getirilen bir düzenleme, hukukçular arasında ciddi bir "normlar hiyerarşisi" tartışmasını tetiklemektedir.

Bir "Tarife" Kanunu Aşabilir mi?

Temel sorun, AAÜT’nin 2. maddesinin 4. fıkrasında gizlidir: “Arabulucu, dava şartı arabuluculuk sürecinde taraflardan masraf isteyemez.”. Oysa arabuluculuğun temel dayanağı olan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ve ilgili yönetmelik incelendiğinde, arabulucunun masraf talep etme hakkını kategorik olarak yasaklayan hiçbir hükme rastlanmamaktadır.

Burada karşımıza çıkan tablo, bir alt normun (Tarife), üst normun (Kanun ve Yönetmelik) çizdiği çerçeveyi daraltması, hatta kanunda olmayan bir kısıtlamayı "ihdas etmesi" durumudur. İdare hukukunun en temel prensiplerinden biri olan Kanunilik İlkesi uyarınca, bir meslek grubunun mali hakları ve çalışma hürriyeti ancak kanunla kısıtlanabilir. Adalet Bakanlığı’na verilen........

© Hukuki Haber