“VEYA”

Bir avukat meslektaşım aradı. Meslektaş, tutukluluğun gözden geçirilmesi duruşmasına katılmak için gittiği Sulh Ceza Hâkimliğinde “Biz sadece şüpheli ve sanıkları duruşmaya kabul ediyoruz” cevabını almış. Tutukluluğun gözden geçirilmesi duruşmasına katılmak için şehir dışından 568 km yol yaparak gelen meslektaş uzun ısrarlardan sonra duruşmaya kabul edilir. Ancak bu defa Sulh Ceza Hâkimi, şüphelinin duruşmaya katılmasını kabul etmez. Duruşma müdafinin katılımıyla yapılır ve formül bir kararla tutukluluğun devamına karar verilir. Duruşmaya katılamayan şüpheli, bir hafta süresince duruşmaya hazırlık yapmıştır ve tutukluluğun devamına karar verilmesinden avukatı sorumlu tutar. Şüpheli kendisi savunma imkânı olsaydı serbest bırakılacağına inanmaktadır. Şüpheli, duruşmasına katılan meslektaşı ağır sözlerle suçlayarak azleder.

Sulh Ceza hâkimine göre tutukluluğun gözden geçirilmesi duruşmasında ya müdafi ya da şüpheli dinlenir. İkisinin birlikte dinlenmesi mümkün değildir. Hâkim bu kararının gerekçesi olarak Ceza muhakemesi Kanunun “tutukluluğun incelenmesi” başlığını taşıyan 108 nci maddesinin birinci fıkrasını gösterir. Fıkra aynen şöyledir:

Madde 108 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100........

© Hukuki Haber