MALPRAKTİSTEN KAYNAKLANAN TAKSİRLE YARALANMAYA NEDEN OLMA SUÇU
Malpraktis kötü uygulama anlamına gelmekte olup tıbbi malpraktis ise tıp uygulamasının standart dışı yapılması anlamına gelmektedir. Tıbbi uygulama hataları teşhis ile başlayıp tedavi ve tedavi sonrası izleme aşamaları ile devam etmektedir. Tıbbi bir işlemin malpraktis olup olmadığı, eğer malpraktis ise bu durumun komplikasyon kapsamına girip girmediği tıp hukukunun en problemli ve önemli alanlarından biridir. Tıbbi uygulamanın komplikasyon olması durumunda ortaya çıkan komplikasyonun iyi yönetilip yönetilmediği, kusur ve sorumluluğun belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. Tıbbi müdahale sonucu hastanın durumunun fiziksel ve/veya psikolojik olarak kötüleşmesi veya yaralanması malpraktisten kaynaklanan taksirle yaralanma suçunu oluşturmaktadır.
Malpraktisten kaynaklanan taksirle yaralanmaya neden olma eylemleri uygulamada sıklıkla soruşturma veya yargılama konusu olmamaktadır. Çünkü bu konuda bir farkındalık bulunmadığı gibi ispat sorunları da bulunmaktadır. İstenmeyen zararlı neticenin malpraktisten kaynaklanıp kaynaklanmadığı genellikle şikâyet konusu yapılmamakta başka bir hekime gidilmek suretiyle çözüm aranmaktadır. Uygulamada gözlemlediğimiz kadarıyla esaslı tıbbi hatalar sonradan gidilen hekim tarafından dillendirilmekte bu durum da hasta veya yakınının bakış açısına göre soruşturma konusu yapılmaktadır. Taksirle yaralama suçu bilinçli taksirin etkili halleri hariç olmak üzere şikâyete tabi olduğundan Cumhuriyet savcılıkları re’sen soruşturma yapmamaktadırlar.
Malpraktisten kaynaklanan taksirle yaralanmaya neden olma suçu TCK’nın 89. maddesinde düzenlenmiştir. Malpraktis açısından yaralanmayı hem hastayı yaralamaya neden olma hem de hastanın tıbbi müdahale kapsamında hekimin aktif veya pasif davranışıyla durumunun kötüleşmesi olarak ifade etmemiz gerekir.
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına girer.
Ceza Genel Kurulunun birçok kararında vurgulandığı ve öğretide de benimsendiği üzere taksirli suçlarda ayrıca aranması gereken unsurlar;
1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
2- Hareketin iradi olması,
3- Sonucun istenmemesi,
4- Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,
5- Sonucun........© Hukuki Haber





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein