I. GİRİŞ
Çalışma kapsamında ayrıntıları ile yer verildiği üzere; bazı hallerde fail tarafından kasten bir suç işlenir ve yapılan yargılama sonucunda fail hakkında suçun karşılığı olarak düzenlenen yaptırım uygulanır.
Bazı hallerde fail tarafından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sergilenir ve söz konusu davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi, fail tarafından öngörülmemesine rağmen gerçekleşir veya failin neticeyi öngörmesiyle birlikte istememesine rağmen, netice meydana gelir. Bu halde de fail hakkında yapılan yargılama neticesinde cezaya hükmolunur.
Bazı hallerde ise; fail bir suç işlemeyi kasteder ancak hareketin sonucunda failin işlemeyi kastettiğinden daha ağır (yaralama kastıyla ateş edilen mağdurun ölmesi gibi) veya başka bir netice (kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması gibi) meydana gelir. Bu gibi hallerde ve başkaca kast-kast, kast-taksir, taksir-taksir kombinasyonlarının bulunduğu özel durumlarda, karşımıza netice sebebiyle ağırlaşmış suç kavramı çıkar.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel norm; TCK’nun birinci kitap, ikinci kısım, birinci bölümünde, genel hükümler ve ceza sorumluluğunun esasları başlıkları altında düzenlenmiş olup; TCK m. 23’te yer almaktadır.
Genel normun dışında, netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine TCK’nun çeşitli maddelerinde ayrıca yer verilmiştir. Bu kapsamda yargı organlarınca failin fiil ve oluşan ağır veya başka bir neticeden dolayı sorumluluğu açısından değerlendirme yapılırken; genel hükümlerde yer alan temel esaslar ile özel hükümlerde yer alan madde metinleri birlikte değerlendirilecektir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine yönelik ayrıntılı bilgilerin yer aldığı bu çalışmada gerek yürürlükte olan yasa maddeleri gerekse Yüksek Mahkeme kararlarından ve doktrindeki çeşitli görüşlerden faydalanılmıştır. Bu kapsamda çalışmada suç ve netice kavramları açıklanarak kast ve taksir ayrımına yer verilmiştir. TCK’nda yer alan düzenlemeler ışığında netice sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel açıklamalar yapılmıştır. Kast-kast, kast-taksir ve taksir-taksir kombinasyonlarına yer verilmiş ve sonrasında genel değerlendirme yapılmıştır.
Suçların çeşitli ayrımları eşliğinde (icrai-ihmali suçlar, neticeli suçlar-sırf hareket suçları, zarar suçu-tehlike suçu bakımından) netice sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin hükümlerin uygulanabilirliğine değinilmiştir.
Çalışma kapsamında netice sebebiyle ağırlaşmış suçlarda bulunması gereken illiyet bağına yönelik açıklamalar yapılmış ve bu tip suçlarda mağdur kavramına değinilmiştir.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suçlarla cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli haller arasındaki farka ve 765 sayılı TCK’nda yer alıp da 5237 sayılı TCK’nda yer almayan kastın aşılması suretiyle işlenen suçlara yönelik açıklamalar yapılmıştır.
Son olarak; TCK’nun özel hükümler başlıklı ikinci kitabında yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümleri, tek tek madde numaraları ve içeriklerine dair başlıklar halinde belirtilmiştir.
II. Genel Olarak
A. Suç ve Netice Kavramları Nedir?
1. Suç Nedir?
Suç kavramına mağdurların bilgilendirilmesi kapsamında Adalet Bakanlığı’nca ayrıntılı bir şekilde değinilmiş olup; söz konusu bilgilendirme şu şekildedir :
“Toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin bilerek ve istenerek ihlalini (kast) veya bu değerleri korumaya yönelik kurallara karşı özensizliği (taksir) ifade eden insan davranışı ise "suç" tur. Suç ancak kanunla düzenlenir.
Suç, Türk Ceza Kanunu’nda veya ceza hükmü içeren özel kanunlarda düzenlenen hukuka aykırı ve cezai yaptırıma bağlanmış eylemlerdir.
Suç, bir haksızlıktır ancak her haksızlık suç değildir.
Her suç tanımında bir hukuki değerin korunması esas alınır. Bu hukuki değerler mal varlığı, vücut dokunulmazlığı veya ifade özgürlüğü gibi örneklendirilebilir. Bunların ihlali halinde ihlal eden ceza yaptırımı ile cezalandırılmaktadır.”
Bu kapsamda gündelik yaşam içerisinde çeşitli hukuki değerlere yönelik ihlaller karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu ihlallere yönelik olarak yasalarda özel düzenlemeler yapılmakta ve suç teşkil eden fiillerin yaptırıma bağlanması ile suç faillerinin cezalandırılması yoluna gidilerek suç ve suçlulukla mücadele edilmektedir.
2. Netice Kavramının Açıklanması
Genel olarak suçun unsurları; “tipiklik, maddi unsurlar, manevi unsurlar ve hukuka aykırılıktır.” Bu kapsamda failin eyleminin yasada yer alan suç tanımına uygun olması gerektiği gibi suçun maddi ve manevi unsurlarını da bünyesinde bulundurması gerekmektedir. Tüm bunlara ilaveten unsurları oluşmuş tipik eylemin hukuka aykırı olması da gereklidir. Aksi halde hukuka uygun olan veya hukuka uygunluk halleri bulunan fiilden ötürü sanığa ceza verilemeyecektir. Zira fiil hukuka uygundur.
Suçun unsurlarına değindikten sonra netice kavramını da şu şekilde açıklayabiliriz ki; netice, suçun maddi unsurları kapsamında kalan ve yasal tanımda hareketin yanında ancak ondan ayrı olarak dış dünyada meydana gelen değişikliklerdir.
B. Suçun Manevi Unsurunu Oluşturan Kast ve Taksir Kavramlarının Açıklanması ile Kast ve Taksir Ayrımı
Suçun manevi unsuru olarak karşımıza çıkan kast ve taksir kavramları, 5237 sayılı TCK m. 21 ve m. 22’de açıkça düzenleme alanı bulmuştur ve söz konusu düzenleme şu şekildedir:
“Kast
Madde 21- (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.
Taksir
Madde 22- (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. (3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.”
Kural olarak suçun oluşumu için failde kastın bulunması ve işlenmesi kastedilen suçun, fail tarafından bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi gereklidir. Zira taksirle işlenen fiiller, ancak kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılmaktadır. O halde kanunda fiilin taksirli hali düzenlenmemişse, failin dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranışı, suç teşkil etmeyecektir.
Yine yasal düzenlemeye göre; kast doğrudan ve olası kast; taksir de bilinçli ve bilinçsiz taksir olmak üzere kendi arasında ikiye ayrılmaktadır. Söz konusu ikili ayrımlar, suça bağlanan ceza miktarları bakımından farklı yaptırımlara hükmolunmasına neden olmaktadır.
III. Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Suç
A. Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Suç ile Bu Tip Suçların Yasal Düzenlemesinin TCK’ndaki Yeri Nedir?
1. Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Suça İlişkin Genel Açıklamalar
Netice sebebiyle suç, TCK m. 23’te açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda;
“Madde 23- (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.”
Normal şartlarda failin işlemeyi kastettiği suçun sonucunda meydana gelen neticeden dolayı, fail, kastettiği ve işlediği suça bağlanan yaptırım doğrultusunda cezalandırılmaktadır. Ancak bazı hallerde failin işlediği suçun neticesi olarak kastedilenden daha ağır veya başkaca bir netice oluşabilir. Bu halde fail, taksir düzeyinde dahi manevi unsuru bünyesinde barındırıyorsa, netice sebebiyle suç hükümlerine göre cezalandırılmaktadır.
Netice sebebiyle ağırlaşmış suça ilişkin genel düzenleme, TCK m. 23’te yer almakla birlikte; söz konusu madde metni, failin meydana gelen daha ağır veya başka bir neticeden dolayı sorumlu tutulması için yeterli değildir. Zira TCK m. 61’de yer alan cezanın belirlenmesine yönelik düzenleme dikkate alındığında; ceza belirlenirken somut olayda hangi hususların göz önünde bulundurulacağı açıkça belirtilmiştir. Söz konusu maddenin son fıkrasında; “Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir ne eksiltilebilir ne de değiştirilebilir.” denilmekle; kanunda özel düzenlemenin bulunmadığı hallerde, ceza miktarında değişiklik yapılmaması istenmiştir. Bu kapsamda genel düzenleme olan TCK m. 23’te sadece genel olarak belirleme yapılmış olması sebebiyle, failin meydana gelen daha ağır veya başka bir neticeden ötürü cezalandırılabilmesi için bu hususta ayrıca özel........