menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Medikal kadın düşmanlığını konuşuyoruz

3 0
01.12.2025

Tıp biliminin zaten patriarkayla el ele yürüdüğü malum. Orta Çağ Avrupası’nın cadı avlarında yakılan şifacı kadınlardan, işlevsizleştirilen ebelere kadar. Bitkilerin farmakolojisinden anlayan kadim bilgiyi değersizleştirip “koca karı ilacı” adlandırmalarına kadar nereye baksak izini görürüz. Batılı anlamda tıp bilimi “tarafsız” değildir, açıkça muktedirin yani erkeğin tarafını tutar. Tarih boyunca tıp, çoğu zaman kadınların bedenlerini, deneyimlerini ve acılarını doğru temsil etmeyen, hatta kimi dönemlerde sistematik ve bilinçli olarak değersizleştiren bir anlayışla şekillenmiştir.

Sağlık sisteminde kadınların şikâyetlerinin görmezden gelinmesi, acılarının küçümsenmesi, semptomlarının “abartı”, “histeri” ya da “duygusal reaksiyon” olarak etiketlenmesi ve bilimsel araştırmalarda kadın bedeninin ihmal edilmesi gibi uygulamalarının bir adı var; medikal mizojini. Bu konu hakkında yazma iştahımı körükleyen @basibozukbirisi arkadaşım Elif Doğan’ın bu haftaki içeriği oldu. Arka planda okuduğum Hepsi Senin Kuruntun kitabı da tuzu biberi. Kitabı bitirdiğimde ayrıca daha ayrıntılı yazarım.

Mizojini bildiğimiz üzere kadın düşmanlığını ifade ediyor. Medikal mizojiniyi bunun bir alt başlığı gibi düşünebiliriz. Bu kavram yalnızca bireysel önyargılarla değil; tıp eğitiminin, klinik uygulamaların ve araştırma yöntemlerinin derinlerine işlemiş yapısal bir eşitsizlikle ilişkilidir. Falanca doktor çok iyi, erkek doktorlar aslında şöyle, kadın doktorlar esas daha kötü gibi bireysel deneyimleri anlatmaz; daha geniş bir yerden büyük resme bakar.

Her şeyden önce kadınların şikayetleri daha az ciddiye alınır. Bununla ilgili sadece kendi hayatımdan dahi sayısız örnek verebilirim. Araştırmalar, kadınların aynı şiddetteki ağrıyı ifade ettiklerinde erkeklere kıyasla daha az ciddiye alındığını, daha geç tedaviye aldığını ve daha çabuk psikolojik etiketlemeye maruz kaldığını gösteriyor. Acil serviste kadınlara erkeklerden daha geç ağrı kesici veriliyor. Endometriozis gibi kadın odaklı birçok hastalık yıllarca yanlış tanı alabiliyor. Kadınlar kalp krizi geçirdiğinde sebepsiz kaygı, panik atak ya da stres diyerek eve gönderilebiliyor.

Ben bir Ted konuşmasında standart insanın erkek olduğundan söz etmiştim. Meraklısı seyredebilir, hala Youtube’da yayında, konuşmanın başlığı “Kadın olduğun için üzgünüz”. Bir çocuğa bir insan çiz dersin, çöp adam çizer. Erkek. Kardan “adam”, zencefilli kurabiye “adam”, insan figürü verilmiş şekiller hep erkektir. İnsanoğlu deriz, oğul, erkek. İngilizcesi mankind, man, erkek. Dilimizde de zihnimizde de insan aslında erkektir, kadınsa bir varyasyonu. Buradan hareketle tıbbın standart hasta profilini hâlâ “erkek bedenine göre” inşa etmesi işte bu medikal mizojini dediğimiz kavramı da besler.

Klinik çalışmalarda kullanılan verilerin çoğu erkeklerden toplanıyor. Yine çok severek okuduğum bir başka kitap olan Eşyaların Patriyarkası bu konuyu çok ayrıntılı dile getirmiş. İş güvenliği ekipmanları erkek bedenine göre........

© HTHayat