Kıbrıs (2)

Kıbrıs, tarih boyunca Orta Doğuya açılmak isteyen devletler için, vazgeçilmez stratejik ve ticari bir üs olarak görülmüştür. Kıbrıs, etrafını saran bölgelere “bölgesel ve stratejik güç” olma yolunda bir açılım sağlar.

Coğrafi konumu göz önüne alınarak, İskenderun Körfezi’ne doğru uzanan bir uçak gemisine benzetilen Ada, her dönem stratejik önem ve özelliğini korumuştur. Adayı elinde bulunduran güç, her zaman Türkiye’den Mısır’a, Lübnan’dan, İran’a kadar olan bölgeyi kontrol etmiştir.

Kıbrıs Adası, jeolojik yapısı itibarıyla, Anadolu'dan kopma bir toprak parçasıdır.

İskenderun Körfezi'nden Akdeniz'e doğru uzanmış Torosların deniz içinde yükselmiş bir bölümüdür.

Kıbrıs Adası, Türkiye'nin Antalya ve İskenderun körfezlerini tamamıyla kontrol edebilecek bir konumdadır. Ada'da konuşlandırılacak uçak ve füzeler ile Türkiye'nin en uzak noktalarına ulaşılması mümkündür.

Kıbrıs’ın üzerinde oynanmak istenen oyunlar, Türkiye ve Kıbrıs Türkleri tarafından asla kabul edilmemelidir. Bazen çözümsüzlüğün de bir çözüm olabileceği unutulmamalıdır. Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğu, 1897 savaşından galip çıktığı halde barış masasında Girit’te uluslararası yönetimin temsilcisi sıfatıyla Yunan Prensinin hâkimiyetine izin vererek egemenlik haklarını kaybetmiş, Ada’da yaşayan Müslümanların katledilmesine neden olmuştur. Eğer Kıbrıs’ın kaderi de Girit’e benzerse, bu vebalin altından ne Kıbrıs ve ne de Türkiye kalkabilir.

Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması ile Kıbrıs'ta huzuru, sükûnu ve adanın bağımsızlığı ile bağlantısızlığını koruyacağına dair uluslararası yükümlülük........

© Hedef Halk