Hileli gıdanın sonu, yapay gıda: Yoksullaşan halk eti koklayacak!

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), 26-29 Nisan 2017 tarihli Olivtech Fuarı’nda zeytinyağında “tağşiş” ve “taklit” sorununu masaya yatırılmıştı.

Benim de izlediğim panelde, dönemin UZZK Başkanı Ümmühan Tibet, “Türkiye’de üretilen zeytinyağının yaklaşık 120 bin tonu iç pazarda tüketiliyor. Markalı satış 50 bin tonu aşmıyor. Haksız rekabet, tağşiş, taklit ve kayıt dışılık inanılmaz boyutlara ulaştı. Zeytin ağacı varlığı ile karşılaştırırsak, Türkiye’den daha az zeytinyağı tüketen başka ülke yok” diyordu.

Panele katılan dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem SelçukHileli ürünler, kamu ihalelerine girebiliyor. Bakanlığın asansörüne bile etiketsiz zeytinyağı satışı duyuruları asılmış. Üreticinin sattığı ürünle, tek ağacı olmadığı halde tüketiciyi yanıltanlar karıştırılmamalı. ALO 174 ihbar hattını arayanların kimliklerini saklı tutuyoruz. 24 saat beni de arayabilirsiniz.” diyordu.

Bu sözlerin sahibi Selçuk’un başında olduğu kurum, İskenderun Limanı’na sahte belgelerle İspanya’dan gelen canlı hayvanı yakalamıştı.

Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarihte bir ilk olarak Gıda Kontrol Genel Müdürlüğümüz çok güzel bir çalışmayla şüphe üzerine tespit yapmıştır” diyerek Selçuk ve ekibini takdir eden açıklamalar yapmıştı.

Sonuç: Örnek bürokrat Selçuk, Temmuz 2019’da görevden alındı.

***

Tarımdan Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadettin İnan, Tarım ve Orman Bakanlığı yaptığı denetimler sonucu, 2 Ekim 2024 tarihine yayımladığı “Taklit ve Tağşişli Gıdalar” ve “Sağlığı Tehdit Eden Gıdalar” kategorilerinde, kamuoyuna ifşa ettiği şirketler arasında yer alan Köfteci Yusuf haberlerini kamuoyuna ilk duyuran gazeteciydi.

İnan’ın ünlü firmanın Tarım Bakanlığı aleyhine açtığı davayı kazandığını, Bakanlığın Bursa’da görülen davada firma lehine verilen karara itiraz etmeye hazırlandığı belirttiği haberine bir okuyucu şu yorumu yapıyor:

İthal etten kaynaklanan bir bulaşma söz konusu olsa 280 şubenin hepsinde çıkması gerekirdi. Bütün köfte ve döner ürünlerini tek tesiste üretip mühürlü araçlarla subelerine sevk edeceksin, ama (nasıl oluyorsa) sadece 2 şubede ayrı ayrı tarihlerde bulaşmış olacak. Üstelik şahit numuneler temiz çıkacak. Şirket Bakanlığı dava edip kazanacak… Çok net belli ki birileri Şirkete kumpas kurmuş ve bunu sadece Ankara'da (Bursa’da diyecekti S.Y) 2 şubede yapabilmiş. Asıl bu kumpası kuranları ortaya çıkarmak için uğraşmak gerekirken ithal etten bulaşmış olabilir vs demek hedef saptırmak, kumpası ve kuranları gizlemeye çalışmaktır.”

Halkın kurumlara olan güvensizliği bu kadar net.

Toplumsal hafıza Selçukları unutmuyor! Ekonomik suçlarla mücadele edildiğine inanan yok.

***

20 Ocak 2020 tarihli Kocaeli gazetesinde yayımlanan Köfteci Yusuf olayına benzer bir başka haberi hatırlatmak isterim.

Tarım ve Orman........

© HalkTV