menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyasi Dil Oyunları ve Çaldıran'dan Günümüze Mezhepçi Fay Hattı

20 1
07.12.2025

"Şu alemi yaradan bir

Odur külli şeye kadir

Alevi Sünnilik nedir

Menfaattir varvarası"

Aşık Veysel

Prof. Dr. Ahmet Özer'in HALK TV’de Programlar Koordinatörümüz Kürşat Oğuz’un sunduğu ROTA programında sarf ettiği ve sonrasında büyük tepkilere neden olan Çaldıran Savaşı hakkındaki sözleri, Türkiye'nin tarihsel hafızası, kimlik siyaseti ve siyasi dilin sorumluluğu üzerine hayati bir tartışmayı ateşledi.

Esenyurt Belediye Başkanı ve sosyoloji profesörü kimliğiyle konuşan Özer'in bu söylemleri, sadece tarihsel bir tespitten ibaret değildir. Söylemleri geçmişin mezhep temelli ittifak modellerinin günümüzdeki demokratik, laik ve evrensel hukuk değerleriyle nasıl bağdaştırıldığı etrafında düğümlenen toplumsal bir fay hattını gözler önüne sermiştir.

Tartışmanın fitilini ateşleyen, Prof. Dr. Özer'in "1514 yılında Çaldıran’da birlikte mücadele etmişiz" şeklindeki ifadesi oldu. Tepkilere karşı yaptığı ilk savunmasında "Benim 'Çaldıran’da Şah İsmail’e karşı birlikte savaştık' şeklinde bir cümlem yoktur" diyerek sözlerinden geri adım atmaya çalışması, bir sosyoloji profesörüne yakışmayan demagojik bir tavır olarak değerlendirildi. Özer’in, bu sözcük oyunuyla haklı tepkilerin arasından sıyrılmaya çalışma çabası, akademik titizlikle bağdaşmayan bir duruş olduğu gerçeğini gösterdi.

Prof. Dr. Özer’in, Çaldıran’da Kürt aşiretlerinin Osmanlı safında yer almasının "tarihi bir gerçeklik" olduğunu belirtmesi ve Alevi canları incitme amacı taşımadığını söyleyerek samimi bir özür dilemesi, kişisel bir sorumluluk adımıydı. Ancak Özer’in "1514 yılında Çaldıran’da birlikte mücadele etmişiz" ifadesinin yarattığı tartışmanın seyri, meselenin basit bir yanlış anlaşılmadan ibaret olmadığını gösterdi.

***

Eleştirilerin can alıcı yanı, Özer'in tarihsel hatırlatmasının, günümüzde süren bir "yanlış ittifak modelinin" meşrulaştırılması amacı taşıdığı iddiasıdır. Tartışmanın odağı, geçmişteki mezhep temelli bir işbirliğinin (daha keskin bir ifadeyle Ehl-i Sünnet ittifakının), günümüzdeki demokratik, laik değerler temelinde yükselmesi gereken siyasi/toplumsal ittifaklara model gösterilmesi tehlikesidir.

Araştırmacı Yazar Musa Kazım Engin’in analizi, Çaldıran sonrası olayların, Şeyh İdris-i Bitlisi'nin önerdiği "Sünni-Müslüman (Ehl-i Sünnet) ittifakı" çerçevesinde ele alınması gerektiğini ve bu ittifakın temel motivasyonunun, 40.000'e yakın Kızılbaş'ın katledilmesiyle sonuçlanan........

© HalkTV