''Deliler köyünden bir menzil aşkın'' bir noktadaki bir Neron...

'Amerikan Kralı' Trump'a 'Amerikan Başkanı değil, Kralı' deyişim karşısında bazı okuyucular, 'Amerika'daki yönetim tarzının, 'Krallıktan farklı olmadığını söylemek istiyorsunuz galiba' diyorlar..

'Evet, aynen öyle.. Çünkü, Trump'ın başında bulunduğu yönetimin kullandığı yetkiler, günümüzde, hele de Batı Yarımküresi'nde krallıkla idare olunan mevcud ülkelerde, Trump'ın sergilediği yönetim tarzı ve otorite kullanımı kadar 'Dedim dedik..' tarzı yok.. Tam bir kral.. Diğer krallıklardan tek bir fark var, o da, yönetimin başına, halklarının irade ve oyu ile gelip gitmesi...'

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Amerikan başkanlarının hemen herbirisine dair bir şeyler okuyanlar bilirler ki, Ağustos-1945'de, yani Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine insanlık tarihinin ilk iki Atom Bombası'nın atılması emrini veren Truman'dan sonraki hiçbir ABD Başkanı, Trump kadar , Truman'ı hatırlatacak bir tuhaf mantık savrukluğu ve gücetaparlık içinde değildi, herhalde.. Onun hakkında yazılan ve çok ciddî yazılar derlenecek olsa herhalde cildler dolusu kitaplar olurdu.. Ki, en sonunda, Trump'ın Özel Kalem Müdürü Mss. Susie Wiles'in, 4 gün önce, Trump'ı, "alkoliklerin kişiliğine sahip biri olduğu'nu söylediği medyaya yansıyıverdi..

Wiles, Trump'ın alkol kullanmadığı biliniyor, bu yüzden, ona doğrudan 'alkolik' demiyor; 'Alkoliklerin kişiliklerindeki zaafın onda da olduğu'nu ifade ediyor..

'Vanity Fair' yazarı Chris Whipple, Trump'ın Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ile yaptığı görüşmelerden notları açıkladı. Whipple'ın aktardığına göre Wiles, Trump'ı "alkoliklerin kişiliğine sahip birisi' olarak tarif ediyor; onunla çalışabilmesini, alkolik bir babayla büyümüş olmasına bağlıyor. Wiles, Trump'ın Başkan Yardımcısı Vance için de, "komplo teorisyeni" diyor. Elon Musk'ın da, "ketamin kullandığını açıkça kabul eden, çok, ama çok tuhaf bir adam" olduğunu söylüyor..

Wiles, Amerika'yı aylardır derinden sarsan cinsî sapıklık tezgâhçısı milyarder yahudi Jeffrey Epstein belgelerini okuduğunu ve bu belgelerde Donald Trump'ın da adının geçtiğini kabul etmiş; ama, Trump'ın iddialarının aksine, Bill Clinton'ın Epstein'ın özel adasına gittiğine dair "hiçbir kanıt olmadığını" söylemiş..

Wiles, Trump'ın siyasî intikam arzusundan da yakınmış.. Trump'ın bu özelliği, zâten onun hemen her konuşmasında, selefi Biden'i suçlamasından da anlaşılıyor.. Trump'a bakılırsa, 'Biden zamanında Amerika bitmiş imiş ve kendisi gelince, yeniden dirilmiş..'

Röportajda Wiles'ın, Trump'ı 6 Ocak 2000'deki Kongre Baskını'na katılan en şiddet yanlısı isimleri affetmemesi için uyardığı, ancak Trump'ın bu tavsiyeyi dikkate almadığı', Trump'ı "alkoliklerin kişiliğine sahip" biri olarak tanımladığı da bilhassa vurgulanıyor.. Wiles, Trump'la bu zamana kadar tahammül edip çalışabilmesini, 'alkolik bir baba'yla büyümüş olmasına bağlamış..

Wiles'ın Başkan Yardımcısı JD Vance için kullandığı "on yıldır komplo teorisyeni" ifadesi de ilginç..

Wiles, Adalet Bakanı Pam Bondi'nin Epstein Dosyası'nı ele alış biçimini de sert şekilde eleştirip, "Önce içi boş klasörler verdi.........

© Haksöz