İsrail, Ortadoğu ve Kürtler -2
Ortadoğu’da sınırların değişmesi ve ikinci İsrail söylemi; Gazze ve Lübnan’a saldırısı sonrasında İsrail’in bu genişlemeci ve saldırgan tutumunu Suriye ve İran’a karşı da sürdürerek bölgesel bir savaş sonrasında İran’ın da Irak ve Suriye gibi parçalanması varsayımı üzerinden değerlendirilmektedir. Nitekim, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, İsrail ile İran arasındaki olası savaşı yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmek gerektiğini, ülke ve bölge olarak buna hazır olunması uyarısında bulunması, dikkat çekicidir.
Ortadoğu politikalarını “İsrail’in güvenliği” prizmasından süzdürerek şekillendiren azgın bir güç olarak ABD ve Batı’nın kurulduğu günden itibaren İsrail’e kayıtsız şartsız askerî, malî ve diplomatik desteği esirgemedikleri ortada. Öyle ki, İsrail’i Batı’dan ayrı düşünmek artık mümkün değil. Dolayısıyla İsrail’in İran’a savaş açması demek, Batı’nın İran’a savaş açması anlamına geliyor.
İsrail ile İran arasında gerçekten de bir kara savaşını da içeren kapsamlı savaş olur mu, olsa bile bu İran’ın bölünmesi veya İran’da rejim değişikliğiyle neticelenir mi?
Bu senaryonun gerçekleşmesini ihtimal dâhilinde görmek için kişinin hayal dünyasının biraz geniş olması gerekiyor.
Öncelikle, ABD’de yaklaşan seçim arifesinde mevcut hükümetin giderayak böyle bir maceraya yeltenme ihtimali çok düşük. Seçimlerden sonra iktidara gelecek Cumhuriyetçi veya Demokrat hükümetin de böyle bir riski kolayca göze alabileceğini zannetmiyorum.
Birincisi, ABD’nin Ortadoğu’da hâlihazırdaki pozisyonu, 90’lı yıllarda Saddam karşısındaki güçlü pozisyonundan çok farklıdır. O dönemde Saddam’a karşı Körfez Ülkeleri,........
© Haksöz
visit website