Başak Demirtaş,20 Ocak günü eşi Selahattin Demirtaş’ı Edirne Cezaevinde ziyaret ettikten bir gün sonra verdiği röportajda: “Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partsi’nden (Dem Parti) bize bir öneri gelmedi ama halk ister, partimi de uygun görürse, demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak düşünebiliriz. Bu durumda birilerine kazandırmak veya kaybettirmek için değil, İstanbul’da kazanmak için yarışa gireriz ve iddialı oluruz.” Şeklindeki açıklaması siyasi gündemi derinden sarstı.
Bu sarsıcı etki, Başak hanımın siyasi ağırlığından ziyade Selahattin Demirtaş’ın eşi olması nedeniyle sembolik bir figür olmasından kaynaklanıyor. İlave olarak, yerel seçimlerin hem iktidar hem de muhalefet cenahı açısından İstanbul’a odaklanmış olması sebebiyle bu adaylık; AK Parti’ye kazandırma, CHP’ye kaybettirme klişesi üzerinden tartışıldı. İlave olarak, Selahattin Demirtaş’ın Kandil ve DEM Parti’ye şah çektiği şeklinde değerlendirmeler de yapıldı.
Öncelikle şu hususları belirtmekte fayda var.
Birincisi, DEM Parti’nin AK Parti’ye kazandırma niyet ve amacı taşıması eşyanın tabiatına aykırıdır.
İkincisi, Selahattin Demirtaş’ın DEM Parti tabanında önemli bir karşılığı olmakla birlikte Kandil ve DEM Parti’yi karşısına alacak imkân, kabiliyet ve cesaretten yoksundur.
Kürt Sorununun kalıcı bir şekilde çözümü için ateşten........