Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı

Rabbimize hamd olsun ki Hamas, nitelikli ve sürdürülebilir sosyal bir birlikteliğin tohumunu ya da ocağını oluşturabildi. Bu ocak başta siyasi lider ve komutan konumunda nice şehidler verdiği halde İslami direniş ve temsiliyet iradesinde hiçbir bocalama yaşamıyor. Çünkü dayandığı sabır, ribat, ıslah, ihya ve talim okulu dünden bugüne hala çalışıyor. Görsellerden izliyoruz: Gazze’de yerle bir edilen binaların, çadırların enkazında açlık ve korku haline rağmen enkazlar arasında derme çatma mekanlar oluşturulup bombalar altında ısrarla ve inatla eğitim-öğrenim faaliyetleri devam ettirilmeye çalışılıyor. Bu direniş, talim ve ıslah okulları yeni mübelliğler, yeni cengaverler, yeni komutanlar yetiştirmeye devam ediyor.

Rabbimize hamd olsun ki Gazze’den gelen son haberlere göre direniş saflarında şehid düşenlerin yerine Kur’an hafızı olarak askeri talimden geçmiş 3 bin civarında yeni mücahid grubu el-Kassam saflarına kabul edildi.

50 yıla yakın merhaleci bir eğitim ve talim sürecinde elde edilen verimlilik ve kararlılık bugünlerde hepimize örnek olacak şekilde sergileniyor. En son örnek de komutan Yahya Sinvar’dı.

Yahya Sinvar, Mûte Savaşı’nda birbiri ardına komutan atanan Zeyd b. Hârise, Ca’fer Ebu Tâlib ve Abdullah b. Revâha’nın vücudları parçalanana kadar mücadeleden vazgeçmeyen adanmışlıkları gibi1, ölüm anında bile şartlara teslim olmayan dik duruşu ile bir dava adamanın nasıl davranması gerektiği konusunda örneklik oluşturacak şekilde dünya hayatına veda etti.

Yahya Sinvar’ın şehadeti ile ilgili olarak 20 Ekim Pazar günü Başakşehir İskenderpaşa Caddesindeki taziye evinde yapılan tebrik ve taziye merasiminde Hamas Şura Başkanı Muhammed Derviş İsmail, Âl-i İmran suresindeki “Muhammed, ancak bir resuldür. Ondan önce de resuller gelip geçti. Eğer o ölür ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geri mi döneceksiniz...”2 ayetini hatırlattıktan sonra; Filistin İslami mücadelesine aidiyet duyanlar arasında “Bir ölürüz bin diriliriz” cümlesinin Allah’ın izniyle geride kalanlar arasında tecelli edeceğini vurguladı.

İslami Direniş Hareketi bugüne kadar sabır ve ribat bilinciyle dünyevi ve uhrevi felah / kurtuluş amacı doğrultusunda hem fikri hem ameli bir hazırlık ve talim içinde oldu. Hamas’ın özgürlük mücadelesi, sadece kendileriyle ilgili değil, dünyamızı kaplayan küresel kötülüğe karşı insanlığa özgürlük yolunu göstermek amacıyla da bir hazırlık sürecini takip etti.

İhvan-ı Müslimin ve Hamas, uzun yıllar Filistin halkıyla beraber eza ve cefalara muhatap oldu. Şeytanın veya küresel kötünün ayartıcı haz ve tembellik ayartmalarına uymadan fıtratı, kelime-i tevhidle kabul edilen misakı ve vahyin gösterdiği felah yolunu hiçbir daim unutmadan, ihmal etmeden, Rabbimizle olan sözleşmesini terk etmeden mücadelesini yükseltti. Çünkü Rabbimiz Âl-i İmran süresinin başlangıcında anlatılan tevhid, nübüvvet ve ahiret inancının ve değerlerinin; surenin ortalarında açıklanan hac, cihad gibi ameli konuların yerine getirilmesi yükümlülüğünün, ancak surenin sonunda beyan edilen Ey iman edenler! Sabredin, kararlılıkta yarışın (musâbere yapın), kötülüğe karşı ribat tutun. Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun ki kurtulasınız.”3 hükmüne uyularak sağlanacağı bilinciyle uzun bir mücadele ve hazırlık süreci yaşadı.

Ayet açık. Sorumluluğunun ve görevlerinin bilincinde olan Müminler hem karşılaştıkları zorluklara sabredecekler hem birbirleriyle kararlılıkla yarışacaklar yani “müsâbere”. Müsâbere, nefsin isteklerine direnmek, gayr-ı meşru istek ve telkinlere muhalefet etmektir. Hayırda yarışmak gibi, sabırda da yarışmak düşmana karşı ribat halinde olmak gibi erdemli bir görevdir.

Ribat’ın sözlük anlamı düşmanın geleceği........

© Haksöz