menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yılın en korkutucu filmi

74 0
21.11.2025

Geçtiğimiz günlerde, aşağı yukarı aynı zamanda, iki ayrı gelişme yaşandı: 1- Netflix’te Kathryn Bigelow’un yeni filmi “A House of Dynamite” gösterilmeye başlandı. 2- Donald Trump yakında ABD’nin yeniden nükleer silah testlerine başlayacağını duyurdu.

Yaz aylarında dondurma satışları artar, suç oranları da yükselir. Ama bu iki olaydaki neden sonuç ilişkisi Netflix’teki filmle Trump’ın açıklaması arasındakinden daha zayıf. Bigelow’un filmi ABD’nin olası bir nükleer tehdide hazırlıklı olup olmadığını sorguluyor. Daha fragmanından da anlaşılacağı gibi bu sorunun yanıtı hayır.

Trump’ın sürekli televizyon izlediğini biliyoruz. Gerçi genellikle kendisine destek veren haber kanallarını izliyor, Hollywood’la da ilişkisi “Sunset Boulevard” gibi çok eski filmleri hasretle anmaktan ibaret. Ama yakın zamana kadar Beyaz Saray’da bir sinema salonu olduğunu biliyoruz. Amerikan başkanlarının sık sık bu salonda film izlediklerini de.

Clinton başkanlığın en önemli ayrıcalığı olarak yorumlamıştı bu salonu. Hollywood stüdyolarıyla yapılan özel anlaşmalar sonucu filmler Beyaz Saray’da erken vizyona giriyor. O yüzden, diyorum ki, acaba Trump da bu filmi izleyip birden nükleer silah açıklaması mı yaptı?

Biraz zorlama mı oldu?

DEVLETİN HER KADEMESİ HAZIRLIKSIZ

“A House of Dynamite” platformda gösterilmeye başladığından beri milyonlarca kişi tarafından izlendi, dünyanın hemen her yerinde zirveye oturdu. Bu ilgi filmin gündeme getirdiği sorunun yanıtının global ölçekte merak edildiğini ortaya koyuyor.

Bu kadar ilgi çekici yapan, izleyenleri kutuplaştıran finaline rağmen, gerçeklere sadık bir kıyamet filmi olması. Bugüne kadar benzeri senaryolarda kıyamete gidişi ya da olası bir kıyametin sonrasını görmeye şartlanan izleyiciyi epey zorluyor Bigelow. Üstelik bu sefer bir doğa felaketi, uzaylı saldırısı, dinozorlar falan da yok. “A House of Dynamite” dünyada tansiyon yükseldiği anda içine düşebileceğimiz gerçekli bir kıyamet ihtimali üzerine.

Belki de en korkutucu tarafı film boyunca bu kıyameti sadece kapalı odalardan, yeraltı sığınaklarından, bilgisayar ekranlarından takip etmemiz. Bir tek görsel efekt, patlama sahnesi, hatta alev bile yok.

Üç ayrı bölümde anlatılan hikayede güvenliğimizi borçlu olduğumuz yetkililerin aslında böylesi bir........

© Habertürk