Türkiye ve uluslararası hukuk

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Rize’de yaptığı açıklamanın yankıları sürüyor. Ancak özellikle bir tanesi gündemde ilk sırayı aldı. İsrail Dışişleri Bakanı’nın peş peşe yaptığı nefret dolu ve bir o kadar da çirkin açıklamalar. Bu sözde siyasetçinin yakışıksız benzetmelerini buraya almaya bile değer bulmuyorum. “Türkiye’yi NATO’dan çıkarın” çağrısı ise aynı zihin dünyasının ürünü olsa da, kuşkusuz Ankara tarafından dikkatle not edilmiş durumda.

İlk olarak işaret etmek istediğim husus şu. Yukarıda bahsettiğim kabul edilemez beyanların ardından, Türkiye kamuoyunda ortaya çıkan birlik havası. Nadir örneklerin dışında hemen herkes, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Türkiye’yi hedef alan bu sözlere hak ettiği cevabı veren açıklamalar yaptı. Bu önemli ve değerli. Aynı zamanda dış politikada yapılmak istenenlerin, çok daha geniş bir alanda istişareye ve farklı görüşlere açık olmasını işaret eden boyutuyla da dikkate alınmalı.

KATLİAM HUKUKU MU!

Kendisi bizatihi kuruluşu itibarıyla uluslararası hukuku, en temel insani değerleri çiğneyen, yok sayan bir ülkenin; kararlı bir duruşu hemen kendisine “savaş ilanı” gibi algılaması şaşırtıcı değil. Ne yazık ki İsrail uluslararası hukuka rağmen varolan bir ülke. Bu ülkenin kuruluş sürecinden bugüne kadar olan hikayesi, aynı zamanda bölgemizde yaşanan temel sorunların da kökeni ve kaynağı.

Pek çok uluslararası örgütün, öncelikle BM olmak üzere bu ülkenin işgalci ve katliamcı politikaları karşısında eli kolu bağlı durması; ayrıca ABD’nin karar........

© Habertürk