İran ne istiyor?

Ortadoğu, neresinden bakarsak bakalım kesintisiz bir çatışma alanı. Zaman zaman önemsizleştirme yönündeki algı operasyonlarına rağmen, bu çatışmalar küresel ölçekteki egemenlik mücadelesinin adeta merkezidir.

Bu durumun, sadece enerji kaynakları üzerinde bir kontrol çabası gibi okunması yaygın ama bir o kadar da eksik ve yanıltıcı. Nitekim son yıllarda, özellikle de 7 Ekim 2023’ten sonra İsrail’in yapıp ettiği her şeyi, aynı zamanda teolojik bir çerçeveye oturtması dikkat çekici. Amerikan kongresinde Netanyahu’yu çılgınca alkışlayanların, bu zihniyetin ortağı ya da akrabası olduğu da herhalde abartılı bir yaklaşım olmaz.

Neyse ki dünya bu sapkın arayışlardan ve bunları taşıyan güç merkezlerinden ibaret değil. Her şeyden önce olup bitene isyan eden bir insanlık vicdanı var. Bu katliamı ve arkasındaki zihniyeti mağlup edecek güç, bu tepkinin etrafında şekillenecek.

TÜRKİYE: VİCDAN VE ORTAK ÇÖZÜM

Türkiye, bir yandan bu vicdanın sesi olmaya, diğer yandan da kalıcı barışın yol haritasını şekillendirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de kendisini merkeze koyan bir yaklaşımla değil, bölgesel düzeyde ittifak arayışlarını gündeme getirerek hareket ediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bölgedeki ülkelerin taşın altına elini koyacağı bir “güvenlik ittifakı”nı gündeme getirmesi, ardından hafta başında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kudüs Paktı” önerisi bu çerçeveye işaret ediyor.

MHP lideri Bahçeli, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki gösterdikten sonra şunları söyledi: "Ortadoğu'da barış ve huzur amacıyla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir........

© Habertürk