Erdoğan ve ikna sanatı

İkna büyük bir sanattır. Kuşkusuz her bakımdan da siyasetin olmazsa olmazıdır. Siyasetçi kimi, neye ve nasıl ikna edeceğini bilen kişidir. Daha doğrusu öyle olmalıdır. Doğru zamanda konuşmak, doğru zamanda muhatabını ya da rakibini dinlemek ikna sürecinin önemli parçalarındandır. Bunun yanısıra, yine doğru zamanlamayla vaatlerde bulunmak veya gücünü göstermek de ikna sanatının temel araçlarıdır.

Türkiye’de siyasetçiler (dilerseniz devlet adamları da diyebilirsiniz) halkla aralarındaki ilişkiyi sağlıklı olarak kurdukları sürece yoluna devam eder. Bu ilişkinin hedef ortaklığı, duygu birliği ve sahicilik gibi özellikleri ne denli yerine oturmuşsa, bahse konu süre o kadar uzun devam eder.

20 yılı aşan bir zamandır ülkemizde siyaset sahnesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve rakipleri zemininde devam ediyor. Yasaklı olup partisinin ilk seçiminde liste dışı kaldığı günlerden; kapatma davası, gece yarısı muhtıraları, ayaklanma girişimleri ve bir ihanet şebekesinin darbeye kalkışması dahil pek çok badirede Cumhurbaşkanı Erdoğan ayakta kaldı. Dahası bunların hemen hepsinde sadece rakipleri değil, kendisine yakın olan çevrelerin bir bölümü de artık onun siyasi hayatının bittiğini düşünüyordu.

HALKIN GÜCÜ

Yıllar içinde kendi payıma gördüm ki, hiçbir uluslararası denge, halkla kuvvetli bağları olmayan bir siyasetçiyi bir yerlere taşımaya muktedir filan değil. Şunu da gördüm ki Erdoğan, her badirede ve........

© Habertürk