Erdoğan-Trump, geleceğe bakan yeni dönem
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ABD Başkanı Trump arasındaki görüşme öncesinde, tansiyonu yüksek tartışmalar veya gergin anlar bekleyenler vardı. Hatta daha önce Washington’a gelen kimi liderlerin yaşadığı sorunların benzerinin olabileceği gibi endişeler vardı.
Bunları anlayabildiğimi söyleyemem. İki nedenle.
Birincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Zelensky veya benzeri isimlerle kıyaslamak daha baştan anlamsız bir yaklaşım. Şu ana kadarki siyasi hayatı boyunca bu tarz görüşmelerde veya zeminlerde Erdoğan’ın nasıl bir duruş sergilediğini hatırlamak bile yeterli olur sanırım.
İkincisi, Trump göreve geldiği günden itibaren gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la, gerekse de Türkiye’yle ilgili görüşlerinde son derece tutarlı bir çizgi izledi. Trump’ın inişli çıkışlı veya çelişkili bulunan politik tarzının, bu noktada geçerli olmadığını dikkate almak zorundayız. Özetle, Erdoğan’ın güçlü liderliğine, özellikle Suriye konusundaki başarısına ve iyi bir müttefik olduğuna dair sözlerini her zeminde tekrarladı.
Güçlü liderlik demişken, dün tüm dünyanın yakından takip ettiği iki liderin tarzına dair birkaç değerlendirme yapmakta yarar var.
Trump, kelimenin tam anlamıyla bir tüccar. Düşündüğünü söylemekten sakınmıyor, müesses nizamla ilgili eleştirilerini de aynı cesaretle ortaya koyuyor. Hedefe odaklı ve oraya doğru ilerlerken yöntem, araç ya da aktör değiştirmekten çekinmiyor. Çoğumuzun çelişki veya bir öyle bir böyle diye tarif ettiğimiz yanı bu. Kendisini çelişki içinde görenleri dert etmiyor, onun için aslolan ne pahasına olursa olsun hedefe ulaşmak. Tarih bilgisi başta olmak üzere en temel konularda yaptığı hataları........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein