Dün gece Habertürk ekranında çok önemli bir röportaj gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT müsteşarlığı ve başkanlığı döneminden mevcut konumuna kadar geniş bir zaman aralığında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Arkadaşımız Sena Alkan’ın yönetiminde gerçekleşen programa damgasını vuran başlık, "3. Dünya Savaşı çıkabilir mi?" sorusuna verdiği "Bence dünya bu senaryoyu ciddiye almalı, bu tehdidi ciddiye almalı. Böyle bir risk var." cevabı oldu.
Yaklaşık iki saatlik röportajın pek çok önemli vurgusu var. Naçizane tavsiyem mümkünse tamamını dinlemeniz ya da okumanız. Çünkü 2010’ların başından itibaren Türkiye’nin yaşadığı olağanüstü hadiselere, MİT’in kurumsal anlamdaki gelişim ve dönüşümüne, bu mutfağın şimdi Dışişleri Bakanlığı zemininde ortaya çıkardığı perspektife yakından bakma şansınız olur.
Bakan Fidan’ın TİKA Başkanlığı’ndan başbakanlık müsteşar yardımcılığına oradan da MİT’e uzanan öyküsünde, şu sözlerini anlamlı bulduğum için aktarmak istiyorum. "Küçüklüğümden beri Türk milli güvenlik sistemine bütün olarak bakmaya odaklanmış biriyim. Bunun askeri, istihbarı birçok ayakları var. Bütün milli güvenlik disiplinlerinin alt dallarının kendine has özellikleri var."
Bu bütüncül bakış açısının konuşmanın tamamında dikkat çeken en önemli unsur olduğunu düşünüyorum. Fidan'ın zihinsel olarak bu süreçlere kendisini nasıl hazırladığını da dün gece kendisinden dinleme imkanımız oldu.
SOĞUK SAVAŞ YAPILANMASINI DEĞİŞTİRMEK
Soğuk Savaş sonrası dönemde dünyanın nasıl bir değişim yaşadığı, zihin kodlarının nasıl alt-üst olduğu malum. TİKA üzerinden bu süreci nasıl okuduğunu ve sonrasında MİT’e nasıl yansıttığını şöyle anlattı Fidan:
"Daha önce TİKA'da reforma gitmiştim. (MİT’in) tehdide, soğuk savaşa göre şekillenmiş yapısı vardı. Daha çok iç tehditlerin esas alındığı yapı. İçerideki ağı geniş. Ama........