Limiti 100 bin liranın üzerinde olan kredi kartlarından her yıl kesilecek 750 liranın Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na katılma payı olarak aktarılması için yasal hazırlık yapılıyor ve kıyamet kopuyor...
Açık söyleyeyim: Ben bu uygulamayı destekliyorum, zira savunma sanayiinde, yani silâh imâlâtına gidecek bu paralar bir ateş çemberinin tam kenarında yeralan, hattâ o ateşin kıvılcımları eteğini az da olsa tutuşturmuş olan Türkiye için ihtiyacının bir kısmını olsun karşılama vasıtalarından biridir.
Bir müddetten buyana “Güçlü Türkiye”deni “Büyük Türkiye”den sıkça bahseder olduk; “dünya gücü” olma yoluna girdiğimiz iddiasındayız ama önemli bir hususu telâffuz etmiyoruz yahut unutuyoruz: Kendi silâhını kendisi yapamayan bir ülke büyük yahut güçlü falan değil, küçük ve zayıftır! Güçlü ülke olmanın şartlarının başında kendi silâhını bizzat imal etmek ve başka memleketlere de satabilmek gelir.
Güllük-gülistanlık bir coğrafyada yaşamıyoruz; Lüksemburg, Norveç, Hollanda, Fransa gibi memleketlerle komşu değiliz; etrafımızda Suriye, Irak, İran, hattâ Yunanistan var. Güneydoğu’daki dertler hâla son bulmadı, Suriye’deki........