AK Parti'nin 76, CHP'nin ise 56… |
SİYASETİN kendine özgün bir yapısı vardır…
O nedenle bir başka bilim dalıyla buluştuğunda kendi adını vererek anılır; tıpkı Siyasetin Sosyolojisi, Siyasetin Psikolojisi gibi…
Siyasetin Matematiğinin de kendine özgü aritmetiği ve kuralları vardır.
Aritmetiğin klasik anlamdaki, konvansiyonel toplama, çıkarma, bölme, çarpma harflerinin sonuçları siyasette aynı olmaz.
Merhum siyasi liderlerden ve kendine özgü formülleriyle de bilinen dünyanın önde gelen fizikçilerinden Erdal İnönü’nün deyimiyle, siyasette iki sayının toplamı, matematikte olduğu gibi iki etmez…
Hatta öyle bir etki yapar ki bir zamanlar ANAP’ın, BBP ile yaptığı milletvekili seçimi ittifakında olduğu gibi, tersine döndürür, iki yerine birin altına indirir…
Bütün bunları yazmamın nedeni, dün yeni yasama yılına başlayan TBMM’nin çıkaracağı yasalara ilişkin beklentiler…
Öncelikle şunu belirteyim ki önceki gün TBMM’nin açılışında görülen gerilimsiz, herkesin birbirine saygı ile yaklaştığı, bir arada fotoğraf verdiği görüntüler önemliydi.
CHP Genel Kurul çalışmalarına katılmadı…
Geçen yıl katılmış olmakla birlikte bu yıl katılmamasının kendine özgü gerekçeleri vardı…
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in dünkü sohbetimizde dile getirdiği gibi, “geçen yıldan bu yana CHP’li belediyeler başta olmak üzere mensuplarının hapse atılması, partiye de kayyum getirilmesine dönük girişimler” bu tutumu almalarına neden olmuş…
CHP kararlılığını koruyor; eleştirilere de tepki gösteriyor…
Bu aşamada Emir’e parti içinden de gelen, “Kendi mabedi olan bir yeri terk etmek, aslında eleştirdiğine teslim olmak değil midir?” eleştirisini anımsattım.
TBMM’yi terk etmediklerini, çalışmalarına katılmaya devam etmekte olduklarını anımsattı, sadece belirli bir bölümüne katılmayarak tavır koyduklarını vurguladı.
Bu konudaki tartışması bir yana, TBMM’de önceki gün yaşanan görüntü toplumun geriliminin azaltılması, siyasetin insani hasletleri öne çıkarabileceğine dönük imajları açısından önemliydi…
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sonrasında, Genel Kurul arkasındaki odaya davet etmesi üzerine, salonda bulunan partilerin liderlerinin gitmesi…
Karşılıklı olarak sohbet edip iyi niyetlerini dile getirmesi de önemliydi…
Bunlar olması gerekenler…
Ancak hemen belirteyim ki, iş sandığa ve siyasetin diğer tarafına gelince aynı durumu bugüne kadar hiç göstermedi.
Yani, bu görüntülere bakarak TBMM’de olası oylama sonucuna yönelik okuma yapmak ve bu görüntüyle bakarak kolları sıvamak doğru sonuca ulaştırmaz.
Buna bakarak kolları sıvayanları da sıkıntıda bırakır.
Bunun en iyi örnekleri 1980, 1990’lı yıllarda TBMM’de yaşandı…
Referandumsuz bir şekilde geçeceği sanılan teklifler, referanduma mahkum kaldı…
Dolayısıyla, siyasetin matematiği kendine has........