Olimpiyat mönüsünde kuş sütü eksik!

Spora başladım ve sağlıklı besleniyorum! Bu cümleyi yazarken bile soluk soluğa kaldığımı ve şu anda iyi bir hamburger için sağ el başparmağımdan vazgeçebileceğimi belirteyim de ne halde olduğumu anlayın!

Hayatım boyunca doğru dürüst spor yapmadım. Halı sahada top oynamak ya da pazar poşeti taşımak ‘spor’ sayılmıyor diye düşünüyorum. Kendimi bildim bileli çok kilolu birisi olmasam da kürdandan hallice kollarım, rahatlıkla süpürge sapıyla karıştırılabilecek bacaklarım ve Satürn’ün halkası gibi belimi çevreleyen yağ tabakasıyla birlikteyim... ‘Sixpack’miş, ‘biceps’miş, ‘adonis’miş hiç umurumda olmadı. En son ne zaman açık havada, spor için, koştum hatırlamıyorum (Daha da doğrusu hiç koştum mu acaba!). Sahilde Züleyha’yla elimi kolumu sallaya sallaya gezinmem yürüyüşten sayılır mı emin değilim! Attığım 10 bin adımın her birinin bana kas ya da sağlık olarak dönmek yerine uzay boşluğunda kaybolduğuna yemin edebilirim. Spor olsun diye yüzdüğüm denizler, kulaçlarımın sporla alakası olmadığına şahitlik edeceklerdir. Ama işte tüm bunlar geride kaldı... Yarım asırlık vücudum bir süre önce “Aaaaa yeter ama senin yüzünden ne hale geldim kendine çeki düzen ver artık” diyerek omurgamda 4 fıtıkla baş başa bıraktı beni! İşte tam da bu nedenle zayıf kaslarımı güçlendirmek, eğri büğrü duruşumu düzeltmek, daha esnek olmak için spora başladım. Yorgunluktan ölüyorum!

Hocam sporun bir işe yaraması için beslenmenin çok önemli olduğunu söyleyip bir yenilecekler yenilmeyecekler listesi verdi... Güle güle makarna, patates cipsi, hamburger, kokoreç, pizza merhaba bir dolu lezzetsiz şey! “Olimpiyatlarda sırıkla yüksek atlamayacağım bu kadarı da fazla” dedim. “Sen bu diyete dua et olimpiyatta sırıkla yüksek atlayacak adamın ne yediğini biliyor musun?” diye kestirip attı. Sahi bu Cuma günü başlayacak Paris Olimpiyatları’na katılacak sporcular ne yiyorlar diye biraz araştırdım ben yulafa talim ederken onların mönülerinde bir kuş sütü eksik çıktı!

MAYDANOZLU DONDURMALI COCO FASULYESİNDEN KİNOALI MÜSLİYE YOK YOK

100 yıl aradan sonra yeniden Paris’e dönen olimpiyatlarda (Paralimpik Oyunları dahil) 206 ülkeden 15 bine yakın sporcu yarışacak. 4 yıldır bu ‘an’ için hazırlanan sporcular için antrenmanlar kadar 15 gün boyunca kalacakları olimpiyat köyünde nasıl beslenecekleri de çok önemli! The New York Times’a konuşan olimpiyat oyunlarının iletişim ekibinden Guillaume Thomas, Paris Olimpiyat Köyü'ne ilk kez giren bir sporcu için en unutulmaz anının, kompleksin etkileyici büyüklüğü değil taze pişmiş bagetlerin kokusu olacağını söylüyor: “Bu bilinçli olarak tasarlandı. Çünkü her Fransız köyünde bir fırın vardır. İnsanların içeri girerken bagetin kokusunu alabilmelerini istiyoruz. Bu bilinçli olarak tasarlandı.”

Olimpiyat Köyü’nün girişinde kurulacak fırın günde 2 binden fazla baget, kruvasan, ‘pain au chocolat’ ve focaccia üretecekmiş. Hatta müsabakalar arasında kafa dağıtmak isteyen sporcular için ekmek pişirme kursları olacakmış. Olimpiyat Köyü'nün merkezinde, sporculara günün her saati hizmet verecek 6 restoran ağı bulunacak. Bu restoranlarda günde 40 bin kişilik yemek çıkacak. Organizasyon boyunca cateringden sorumlu Sodexo Live, dünyanın dört bir yanından farklı yemek kültürlerinden gelen sporculara modern Fransız mutfağından örnekler sunmak için Fransa’nın 3 ünlü şefi Akrame Benallal, Amandine Chaignot ve Alexandre Mazzia’nın mönülerden sorumlu olduğunu açıkladı. Michelin yıldızlı 3 şefin ‘dünyanın en büyük restoranı’nda sporculara kinoa müsliden nohuta, tavuk soslu kerevitli gnocchi’den maydanozlu dondurmalı coco fasulyesine, tuzlu morina balığı ve patates püresinden chermoula soslu kızarmış karidese, sebzeli musakkadan sebze bulyonunda tapioka ile füme tuzlu mezgite türlü türlü yemekler tattıracaklar.

İKİ FRANSIZ, İKİ ASYA, BİR HELAL, BİR DE DÜNYA MUTFAĞI RESTORANI

Paris 2024’ün ‘gıda’ konusundaki önceliği sürdürebilirlik olarak belirlenmiş. Bu vizyonda 4 hafta boyunca toplam 13 milyon öğün (Bu rakamın içinde seyirciler için 5 milyon atıştırmalık, personel ve........

© Habertürk