Hayatınızla ne yapacağınız konusunda kafanızı mı karışık? Kariyerinizde nasıl mı daha başarılı olursunuz? İlişkiniz çıkmaza mı girdi? Erkek arkadaşınız size soğuk mu davranıyor? Kız arkadaşın mesajlarına geç mi dönüyor? Finansal dertlerin seni sıkıştırıyor mu? N’olucak bu Galatasaray’ın orta saha problemi? İklim krizi nasıl çözülür? Uzaylılar var mı? Sarıkızı minik buzağıyı sütten kesti mi?
Son zamanlarda kendimi etrafımdaki insanlara her konuda akıl verirken yakaladım! Ama nasıl dur durak bilmeden özlü sözlerle süslü hayat tavsiyeleri, çözüm önerileri! Neyim ben Barış Muslu mu? Yo hayır... Sanki kendimin tüm problemlerini çözmüşüm gibi! Geçenlerde ağzımdan çıkanı kulağımın duyduğu bir an dehşetle “Bi sus be!” dedim kendi kendime: “Sen karşındaki çocuğun yaşındayken ondan daha mı iyiydi her şey, daha mı başarılıydın da şimdi oturmuş, hayatın sırrını bulmuş gibi nutuk çekiyorsun!..” Sanırım bu saçma durum biraz yaşımla ilgili. 50’yi devirdim diye engin yaşam tecrübemle her şeyin cevabını bildiğimi sanıyorum... Gerçi lisede de böyleydim, sınavda boş kağıt vermektense, soruya takılmadan, dersle ilgili aklımda ne kaldıysa cevap kağıdına yazardım... Lise 1’de karnede 11 dersimin 8’inin zayıf olduğunu söyleyeyim de durumu anlayın! Tamam ben bu ‘ihtiyar bilge’ durumunu biraz seviyor olabilirim ama fark ettiğim bir şey de şu: “İnsanlar hayatlarındaki problemlerin çözümü için, her şeyi bir anda düzeltecek, ‘sihirli bir söz’ duymak istiyorlar. Soruları anlamadan doğru cevabı bulmak tüm amaçları... Ancak anlamadığın bir soruya doğru cevap vermek mümkün değil önce bunu anlamak gerek!”
İNSANLAR HER ŞEYİN CEVABINI BİLMEK İSTİYOR
New Yorklu bir psikoterapist olan Jen Oddo son üç yıldır kendisine danışanların kendisine düşüncelerini değil, ne yapmaları gerektiğini sorduklarını söylüyor: “Bir kılavuza sahip olma fikri sadece cevabı bilmeleri nedeniyle değil, aynı zamanda işler umdukları gibi gitmezse parmaklarını doğrultabilecekleri ve........© Habertürk