"Nasılsın?" sorusuna dürüst cevap verecek kadar cesur musunuz? |
“İyiyim” dedi. Daha önce bir kelimeyi bu kadar çaresiz, bu kadar bitkin, bu kadar yorgun olduğunu hiç duymamıştım. “İyiyim” kelimesinin dili olsa avazı çıktığı kadar iyi olmadığını haykırırdı eminim. Benim, cevabını bildiğim “Nasılsın?” sorusu dev bir saçmalık olarak “İyiyim” cümlesinin üzerinde boşlukta sallanıp duruyordu. Saçmaladığımı biliyordum, bir öyküde okuduğum, “Yıkılmış bir binaya manzaran nasıl diye sormak” gibi bir şeydi yaptığım. Ama işte n’aparsın soruların, cevapların, susmaların, konuşmaların manasız olduğu o anlardan birisinin içinde debelenip duruyordum...
Birkaç gün sonra Time'da bir haber gördüm. Başlığı "İyi olmadığınızda 'Nasılsın?' sorusuna nasıl cevap verirsiniz?"di.
Arkansas Üniversitesi’nden klinik psikoloji profesörü Jennifer Veilleux, bir yıl önce, gerçekten iyi hissetmiyorsa “Nasılsın?” diye soranlara asla “İyiyim” ya da “Sorun yok” diye cevap vermeme kararı almış. Kazara “İyiyim” dediğinde hemen kendisin düzeltiyormuş: "Ne dememiz gerektiğini biliyoruz: 'İyiyim, sen nasılsın?' Oysa bu çoğu zaman doğru değil...”
İnsanın içi paramparçayken, yüreği kan ağlarken, yüzende gülen bir maskeyle etrafındakilere iyi olduğunu söylemesinin nasıl ağır bir yük olduğunu........