Siber güvenliğin neresindeyiz?
“Türkiye, uzun bir süredir en fazla siber saldırıya uğrayan ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Ancak coğrafi konumumuz veya jeopolitik durumumuz nedeniyle bu saldırılar olmamaktadır. Siber güvenlik konusuna yaklaşımımız, kamu kurumlarındaki dağınıklık ve siber açıklık sebebiyle bu saldırılar gerçekleşiyor. Ülkemizin acilen siber güvenlik konusuna gerekli önemi vermesi ve bu alanda etkin bir kurum oluşturması gerekir.”
Yukarıdaki sözler, siber güvenlik alanında ülkemize önemli hizmetler sunmuş, savunma sanayisinin kamu ve özel sektör tarafında özgün ürünlere imza atmış, alanında yetkin, donanımlı ve bilgili bir kaynağa ait. Bu kişinin uyarıları, sadece son zamanlarda değil, yaklaşık 4-5 yıl önce de ülkemizin önemli makamlarına iletildi. Ancak, kurumlar arasındaki mücadeleler ve siber güvenlik konusunda yeterli yetkinliği ve etkinliği olmayan kamu kurumları, maalesef ülkemizi siber saldırılardan koruyacak oluşumları engelledi.
İsrail’in Lübnan’a yönelik çağrı cihazı ve telsizler üzerinden yaptığı saldırılar sonrası, siber güvenlik meselesi ülkemizde yeniden gündeme gelince mevzu derinlik kazandı. “Çok iyi siber güvenlik kurumlarımız var. Her gün şu kadar siber saldırı engelleniyor” diyen yetkililer ile siber güvenlik açısından Türkiye’nin zaaflarına dikkat çeken yetkililerin açıklamaları arasında bir çelişki söz konusu. Buradan çıkan sonuç ise şu: Ülke olarak ciddi anlamda siber güvenlik zaafımız var ve mevcut kurumlar yeterli değil!
Bir de ‘Türkiye Milli Teknoloji Hamlesi' stratejisine vurgu yapan, yerli-milli teknolojinin önemini belirten isimler var. Ancak, maalesef bu kişiler, hamasetle bu ortamda yeni işler devşirme peşinde. Çünkü bürokrasi, yerli-milli teknoloji ürünlerine gereken önemi vermiyor, teknik yetersizlik ve maliyet gibi bahanelerle, yerli-milli teknoloji ürünler yerine yabancı mamulleri tercih ediyor. Daha da vahimi ise bu tür nedenlerden bazı önemli savunma........
© Habertürk
visit website