İhracatı korumak için kömürü terk edebilir miyiz?

Türkiye’nin ihracatını önemli ölçüde etkileyecek Avrupa Birliği (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism– SKDM), 2 yıl sonra devreye girecek. Şayet ilgili sektörler ve kamu otoriteleri bugünden gerekli hazırlıkları yapmazlarsa ciddi bir sıkıntıyla Türkiye ihracatının yaklaşık yarısının yapıldığı AB ile ticari ilişkilerde sorunlar ortaya çıkabilir.

SKDM düzenlemesi düşük maliyetlerle üretilen, ama yüksek emisyona sebep olan ürünleri kapsıyor. Bu sebeple daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya için iklim değişikliklerini önüne geçmek, dünyanın ısınmasını önlemek için atılmış bir adıma Türkiye’nin de zamanında hazır olması gerekiyor. Böylece daha düşük emisyon ile üretilen, ancak yüksek maliyetleri sebebiyle kaçınılan ürünlere mecburen yönelmemiz şart. Aksi halde yüksek emisyonlu ürünler sınırları geçemeyeceği için ihraç edilemeyecek. Dolayısıyla daha düşük emisyonlu üretilebilen alternatif ürünlere yönelip rekabet gücümüzü korumamız için geç kalmamız lazım. Aksi halde uygulanacak karbon vergisi düzenlemelerinin dış ticaret dengesinde her şeyi alt üst edecektir.

Çünkü SKDM ile AB üye olmayan devletlere daha sıkı iklim politikaları uygulayacak. Bu kapsamda Türkiye’de kömürle çalışan termik santraller ve bunların sebep olduğu karbon emisyonu için bir şeyler yapılması, politika geliştirilmesi öne çıkıyor. Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve düşünce kuruluşu E3G’nin birlikte hazırladığı “Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” raporunda Türkiye’nin kömürden çıkış maliyetini detaylandırmış.

Hazırlanan rapora göre; 2026 yılında Türkiye’de karbon fiyatı uygulamasının başlamasıyla beraber, kömürlü termik santraller lisans sürelerinin sonuna kadar toplamda 45 milyar dolarlık zararı söz konusu. Karbon fiyatının uygulanmaya başlamasıyla beraber, 2026 yılından itibaren Türkiye’deki iki kömürle çalışan termik santral dışında tüm santrallerin zarar etmeye başlayacağına dikkat çekiliyor. Bu sebeple kömürden çıkış senaryosunda, 2021-2035 yılları arasındaki dönemde, elektrik üretiminde yerli kaynakların payı yüzde 51,3'ten yüzde 73,6'ya yükseliyor.

SEFiA ve E3G’nin hazırladığı; “Kömürden........

© Habertürk