Hazar'da 30 yıllık hayal! |
Uzun yıllar Hazar geçişli enerji nakil hatları Türkiye’nin gündeminde oldu. Doksanlı yıllarda petrol ve doğal gaz boru hattı yoğunlukla gündemdeydi. Özellikle Türkmen doğal gazının Anadolu’ya ulaştırılması ve buradan da Avrupa’ya gitmesi için projeler hazırlanmıştı. ABD öncülük ediyor, Avrupa Birliği de bu yaklaşımı destekliyordu. Hatta General Electric, Bechtel ve Shell boru hattı için konsorsiyum dahi kurmuştu.
Ancak Azerbaycan’ın Hazar sahalarında petrol/gazda ana üstlenici ve operatör olan BP, muhtemel doğal gaz keşfine karşı bu projeye karşı çıkıyordu. Ayrıca Azerbaycan ve Türkmenistan arasındaki Hazar Denizi yetki alanı tartışması da bu projenin önündeki engellerden birisi olarak dikkat çekiyordu. Elbette bunlar görünen engellerdi ama görünmeyen tarafta ise Rusya ve İran vardı.
Netice itibariyle doksanlı yıllarda Trans-Hazar Boru Hattı projesi gerçekleşmedi. Yine de Orta Asya’nın petrol ve doğal gazını Anadolu’ya ulaştıracak boru hattı hep gündemde kaldı.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Enerji Bakanları Beşinci Toplantısı’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın, “Hazar’ın doğusundaki hidrokarbon kaynaklarını Hazar’ın batısına taşımak önceliklerimizden biri olmalıdır” açıklaması ise zamanlama ve konjonktür olarak yerinde bir uyarı oldu. Önceki yıllar Trans-Hazar sadece hidrokarbon kaynakları odaklı düşünülürken, günümüzde ise bu hattın çevreci yeşil enerji ile güçlenmesi de söz konusu.
Türkiye, mevcut enerji nakil hatları ve tecrübesiyle enerji koridoru ve merkez olma yolunda ciddi yatırımlar yaptı. Artık enerji konusunda 15 yıl önceki Türkiye yok. Enerji deniz gücü en üst seviyede. Sismik ve sondaj gemileri, FSRU yatırımları, Karadeniz’deki gaz üretimiyle ülke olarak konsept değiştirmiş durumdayız. Sadece boru hatlarına ev sahipliği yapan bir geçiş ülkesi olma konumumuz geride kaldı. TANAP ve TAP üzerinden Avrupa’ya gaz taşıyan ana koridorun sahibiyiz. Şayet Enerji Bakanı Bayraktar’ın dikkat çektiği gibi Trans-Hazar hattı devreye girerse, Türkmenistan gazı çok rahat bir şekilde Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşır. Türkiye de “hub-merkez” rolünü güçlendirir. Aynı zamanda bu güç hem Orta Asya’yı hem de Avrupa’yı da iyi hissettirir.
Trans-Hazar boru hattı, Avrupa’nın yaşadığı Rus gazı sorunu ve ABD’nin LNG baskısı arasında kalmadan enerji arz güvenliğini de artırır. Böyle bir boru hattının devreye alınması Türkiye’ye transit geliri, LNG ve spot piyasa fırsatları sunacağı gibi bölgenin her açıdan daha güvenli hale gelmesine de katkı sunar. Avrupa’nın Ukrayna krizi sonrası alternatif kaynak arayışına da Trans-Hazar boru hattı, Güney Gaz Koridoru’nun kapasitesinin artırılmasıyla gelecekte........