Eurofighter, ABD ilişkilerini de etkileyecek

Hava savunmasında yaşanan sıkıntılar ve engeller, millî imkânlarla tasarlanan platformlarla tek tek aşılıyor. Roketsan’ın hava savunma sistemleri, ASELSAN’ın her platforma dokunan elektronik donanımları, elektro optikleri, elektronik harp için geliştirdiği ürünleri ve TUSAŞ’ın hava araçlarıyla artık yurt dışına olan bağımlılığımız ciddi oranda azalmış durumda. Bazı savunma ürünlerini ihracata başlamış olmamız sebebiyle de geçmişte engel koyan ülkelerle artık stratejik iş birliği yapar durumdayız.

Ancak hava savunmada tam anlamıyla kendi ürünlerimizle yeterli hale gelebilmek için 4-5 yıla daha ihtiyacımız var. Biraz daha sabretmemiz gerekiyor. İngiltere öncülüğünde gelişen Avrupa yapımı Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının hava kuvvetlerimize kazandırılması da bu çerçevede gelişti. Çünkü müttefik olarak bildiğimiz ABD ile yaşadığımız F-35 ve F-16 temini sorunları Türkiye’yi farklı bir arayışa yönlendirdi. Eurofighter uçaklarına sadece Türkiye değil, bazı NATO ülkeleri de ABD’nin yaklaşımları sebebiyle yönelmiş durumda.

KAAN’ın millî motorla ülkemiz hizmetine sunulması için zamana ihtiyaç olduğu için aradaki savaş uçağı boşluğunu doldurmak amacıyla ABD ile uzun süredir yürütülen görüşmelerden bir netice alınamadı. Bu nedenle Türkiye, NATO sistemlerine entegrede sorun olmayacak Avrupa ortak yapımı Eurofighter yöneldi. Ama onun da temin edilmesi, özellikle Almanya direnci sebebiyle kolay olmadı. Rusya-Ukrayna savaşının oluşturduğu konjonktürel ortam, Almanya’nın Avrupa’nın güvenliğinin sağlanmasında Türkiye gerçeğiyle karşılaşmasına sebep oldu. Kısacası, konjonktür ülkemiz lehine gelişti.

Eurofighter savaş uçakları bir yönüyle 4-5 yıllık hava savunma açığımızı kapatacak. Fakat asıl önemli tarafı, İngiltere başbakanının da vurguladığı üzere bu ilişkinin yıllar sürecek stratejik boyut kazanma potansiyeli taşımasıdır. Böylece ABD’nin Türkiye’ye karşı takındığı belirsiz ve oyalayan tavırların da netleşmesine katkı sunacak, Eurofighter sonrası Türkiye’nin eli de güçlenmiş olacaktır. En azından ABD’den beklenen savaş uçaklarına bel bağlamadan yolumuza devam edebileceğiz.

KAAN’ın ilk parti seri üretiminde kullanılması planlanan motorların da bu vesileyle temin edilmesinin yol haritası daha netleşecektir. Zira Eurofighter’ın Türk Hava Kuvvetleri filosuna 2026’da girecek olması, motor meselesinin de benzer yöntemlerle çözülebileceğini göstermesi açısından yeterli mesajlar vermektedir.

Neticede Türkiye’nin Tranche 4 standardında Eurofighter Typhoon savaş uçaklarını satın alma kararı, kısa vadede askerî ihtiyaçlara, uzun vadede ise stratejik hedeflere, hatta bir paradigma değişimini de işaret ediyor. İngiltere ve Avrupa ülkelerinin ABD ile olan ilişkilerindeki sorunlar sebebiyle kendi ayakları üzerinde durabilecekleri savunma sistemlerini geliştirmeye yönelmesi, Türkiye ile yakınlaşmanın bir başka nedeni olduğunun bilinmesi gerekir.

Ayrıca malum olduğu üzere KAAN’ın geliştirme sürecinde İngiltere’nin BAE........

© Habertürk