Türk Hava Yolları'nın Airbus A350-900 model uçağıyla, Boeing’in merkezi Seattle için yola koyulmak benim için ilginç bir durum oldu. Bu şekilde uçak tipi planlamasında elbette ne tür mesaj olabileceğini merak ettim. Boeing’in merkezine pekâlâ THY filosundaki Airbus A350’lerin rakibi 787’ler veya Boeing 777’lerle uçulabilir. Ama THY yönetimi, yaklaşık 250 adetlik uçak siparişinde uzun süredir görüşmeler yapmasına rağmen henüz anlaşma aşamasına gelemediği için Boeing’e böyle bir mesaj veriyor olabilir. İlgisi de olmayabilir. Fakat ben bu şekilde yorumladım. Değerlendirmeyi veya gerçeğin ne olduğunu THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat’a bırakıyorum.
Seattle uçağımız İstanbul Havalimanı'ndan biraz rötarlı kalktı. Zaten biniş kartını aldığımda kapı numarasının belli olmamasından kuşkulanmıştım. Haklı çıktım. İstanbul Havalimanı'nın buggy aracıyla hizmet veren ekibiyle uçağın kapısına yönelmeden önce biniş kapısının belli olmadığını söyleyerek kontrol etmelerini istedim. Beni götürüp boş bir biniş kapısının önünde indirmek istedi. İtiraz ettim. "Sence biraz sonra ABD'ye gidecek bir uçağın biniş kapısı böyle olur mu?" Uyarımı yapınca bir daha bakıp, doğru kapıyı buldu ve oraya götürdü. Ama bu defa da biniş kapısının panelinde New York yazıyordu. Ben uyarınca yazıyı düzelttiler. Çünkü daha önce bu kapıdan New York yolcuları uçağa geçmiş. Tabeladaki yazı onun aziz hatırası içinmiş. Bitmedi. Uçağımız körüğe değil, açığa yanaştığı için uzun uçuşun başında merdivenlerden inip, otobüse bindik. Uçağın yanına varıp, tekrar merdivenlerden çıkıp, koltuğumuza yerleştik.
Bu kadar serüvenden sonra Airbus uçağıyla Boeing’in merkezine seyahat şaşkınlığını uçuş ekibinde de gördüm. İçlerinde daha önce Seattle'a gitmiş olana denk gelmedim. En azından benim araştırdığım kadarıyla durum böyleydi. Uçağımızın mesul kaptanı Gurbet Ünverdi, pilotlar Ali Murat Yılmaz, İlker Köklü, sorumlu kabin amiri Jülide Aksoy, business class kabin amiri Sami........