Adı gibi Narin kız güle güle

Pazar sabahı... Uzun süredir bir araya gelemediğim ailemle oturmuş kahvaltı yapıyoruz.

Tıpkı çocukluğum gibi.

Anne kahvaltısı nasıldır bilirsiniz. Diyetin esamesinin okunmadığı, bol karbonhidratlı, tam olması gerektiği gibi. Keyifler gıcır, dışarda yağmur. Sohbet sıcak, keyifli akıyor ve o da ne; 18 gündür kayıp Narin'den haber var.

O an masada derin bir sessizlik. Ciğerlerimiz yandı, içimiz kavruldu. Masa, ev, huzur bir anda sanki siyaha boyandı.

Evet yemek yiyoruz, uyuyoruz, uyanıyoruz, geziyoruz, gülüyoruz, televizyon izliyoruz, gidiyoruz, geliyoruz ama akıl, mantık, düşünce, fikir, beyin, kalp anlamıyor işte; Narin'e bu kötülüğü yapan insanların dünyasında yaşamayı almıyor. Nasıl bir canilik bu!!! Nasıl bir yürek. O küçücük bedene nasıl kıydınız!

"Allah ailesine sabır versin" diyorum sonra bir an durup, "Ya işin içinde aile de varsa" diyorum. Artık kime güvenip, kime inanacağız bilmiyorum. Ve gerçekten artık kim varsa bu işin içinde, tek temennim, vicdandan........

© Habertürk