Trakya millî kumandanı: Halaskâr Cafer Tayyar Eğilmez
10 yaşında da annesini kaybederek hem yetim, hem de öksüz kalan Cafer Tayyar’ın çocukluk ve gençlik yıllarında yetişmesinde 1872 yılında doğan ve Harp Okulu mezunu olan, İttihat ve Terakki üyesi büyük ağabeyi İsmail Hakkı Bey etkili olmuştur. Yine 1875 doğumlu diğer ağabeyi Ahmed Hamdi Bey de büyük ağabeyi gibi İttihatçıydı.
Eğitim hayatına Drama İdadi-i Mülkiye Mektebi’nde başlayan Cafer Tayyar, o günlerde çıkarılan bir İrade-i Seniyye ile şehit asker çocuklarının yatılı olarak askeri okullara kabul edilmeye başlanması sonucu ağabeyleri Manastır Askeri İdadisi’ne yazılırken kendisi de Manastır Askeri Rüştiyesi’ne kaydoldu. Buradan mezun olduktan sonra o da eğitimini Manastır Askeri İdadisi’nde sürdürdü.
1 Mart 1898 tarihinde İstanbul Harp Okulu öğrencisi olan Cafer Tayyar, Süvari Teğmeni olarak kurmay sınıfına seçilirken kendisinin okul arkadaşları arasında Ali Fethi Okyar, Hafız Hakkı, Ali Fuat Erdem, Kara Vasıf (Karakol) gibi şahsiyetler de vardı. Öğrencilik yıllarında faal bir teşkilata girmese de ”hürriyet ve yenilik hareketleri” ile yakından ilgilenen Cafer Tayyar’ın fikri yapısı bu dönemde olgunlaşmıştır.
9 Ocak 1902’de Üsteğmen olan Cafer Tayyar, 4 Ocak 1902’de ilk on kişi arasına girdiği Harp Okulu’ndan Kurmay Yüzbaşı Rütbesiyle mezun oldu. Stajını yapmak üzere Selanik merkezli 3. Ordu emrine verildi. İlk görevi Üsküp’te bulunan 72. Nizamiye Alayı’na bağlı 3. Tabur, 2. Bölük Kumandanlığı olmuştur. O süreçte Makedonya bölgesi oldukça karışık olup Arnavut, Sırp, Rum ve Bulgar çeteleri hem kendi aralarında hem de Türklerle çarpışmaktaydı.
Kurmay Yüzbaşı Cafer Tayyar Bey Makedonya bölgesinde eşkiya takibinde görev aldı. 12 Mayıs 1905’te Yemniya Tepelerinde güçlü bir Sırp çetesini yenilgiye uğratarak ilk askeri ba-şarısını gerçekleştirdi. Bunun üzerine Komonova, Eğri Palanka ve Karatova kazalarının Eşkıya Takibi Müfettişliğine atandı. Bölgede bulunan Sırp ve Bulgar çetelerinin etkisiz hale getirilmesinden sonra Üsküp Topçu Alayı’na gönderildi ve stajını burada tamamladı. Eşkıya takibinde gösterdiği başarılı nedeniyle 5 Haziran 1905’te Dördüncü Rütbeden Osmanî Nişanı ve 14 Aralık 1905’te de Dördüncü Rütbeden Mecidi Nişanı ile ödüllendirildi.Cafer Tayyar Bey, 25 Mart 1906’da kolağası (Kolağası, Yüzbaşı ile Binbaşı arasında bir rütbe olup, iki yıl hizmet veren yüzbaşılara veriliyordu.) oldu ve ardından Kosova Mıntıka Kumandanlığı Kurmay Başkanlığı’na tayin edildi. Makedonya’da Köprülü’de Enver Paşa ile görev yaptı.
Bu arada İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olarak Cemiyet’in Üsküp Şubesi’nin kuruluşunda ve teşkilatlanmasında görev aldı. 24 Şubat 1908 tarihinde ise Binbaşı Rütbesiyle 17’nci Nizamiye Alayı Birinci Takip Taburu Kumandanı oldu.1908 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra hayata geçen bazı uygulamalardan memnun olmayan Arnavutlar, özellikle Avusturya’nın ve Rusya’nın teşvikiyle ayaklanmaya başladı. Binbaşı Cafer Tayyar Bey, Metrovice Tümeni Kurmay Başkanı olarak Arnavutların isyanını bastırmakla görevlendirildi. Metrovice, İpek ve Gosniye bölgelerinde çıkan isyanlara karşı yapılan askeri harekâtı idare etti. II. Meşrutiyet’e karşı İstanbul’da patlak veren isyanı (31 Mart Olayı’nı) bastırmakla görevlendirilen Hareket Ordusu’nun komutanı Mahmud Şevket Paşa’ya, asi Arnavutların İstanbul’a müdahale etmesini engelleyeceğine dair teminat verdi ve kararlılık içinde bulunduğu bölgede bu görevi üstlendi.
31 Mart Olayı’nı bastırmak için İstanbul’a giden Hareket Ordusu, kısa sürede duruma hâkim oldu. Sultan II. Abdülhamid, Meclis-i Mebusan’ın hal’ kararı ile tahttan indirilerek V. Mehmet Reşat padişah yapıldı. Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesi, onun şahsına sempati ile bakan Arnavut halkının İttihat ve Terakki Fırkası’na duydukları düşmanlığı daha da artırdı. Avusturya, Karadağ ve İtalya’nın da kışkırtmasıyla Arnavutluk’taki isyan büyüdü. Hükümet isyanı sonlandırmak amacıyla ıslahat tedbirleri almaya başladı. Cafer Tayyar Bey, 1909 yılı Ağustos ayına kadar İpek çevresi ve Ragova’daki isyancı Arnavutlara karşı yapılan harekâtı idare etti. 7 Ağustos 1909 tarihinde İttihatçılar tarafından çıkarılan “Tasviye-i Rütep Kanunu” ile rütbesi Kolağası’na indirildi.Cafer Tayyar Bey, 8 Eylül 1909’da Aydın Eşkıya Takip Kumandanlığı Takip Müfrezesi Komutan Yardımcısı oldu ve bölgedeki Rum çetelerine karşı başarılı bir mücadele verdi.
18 Ekim 1909’da Aydın Divan-ı Harb Üyesi; 26 Ocak 1910’da da Ödemiş Divan-ı Harb Reisi oldu. Bu sırada Almanya’da eğitim almak isteğiyle istifa etti; ama istifası kabul edilmeyerek Genelkurmay Başkanlığı 3’ncü Şube emrine alındı ve 27 Nisan 1910 tarihinde ikinci defa Binbaşı Rütbesine terfi etti, 1910 yılında Arnavutluk’taki olayların artması üzerine Merkezi Hükümet bölgede örfi idare (sıkıyönetim) ilan etmişti. Cafer Tayyar Paşa’nın İpek Sancağı Mutasarrıfı olan ağabeyi İsmail Hakkı Bey de olaylarda yararlanmıştı. Binbaşı Cafer Tayyar Bey, Kosova Mürettep Kolordusu’nda görevlendirdi. Kolordu Kurmay Heyeti’nde bulunan Kâzım Karabekir ve Aziz Semih Beylerle birlikte Arnavutların etkili olduğu Çilova Boğa-zı’nın açılışında görev aldı. Bu münasebetle Cafer Tayyar Bey ile Kâzım Karabekir arasında çok sağlam bir dostluk başladı.
Cafer Tayyar Bey, isyanın bastırılmasından sonra Yakova Divan-ı Harb Başkanı oldu. 15 Temmuz 1910’da da Kosova Divan-ı Örfi Başkanlığı’na tayin edildi. 4 Ağustos 1910’da İpek Sancağı Mutasarrıflığı’na atandı. 19 Ekim 1910’da İpek Kumandanlığı da onun uhdesine verildi. Hükümet isyanlar sırasında oluşan zararları gidermeye çalışırken Karadağ sınırında yaşayan Malisörlerin (Katolik Hıristiyan Arnavutlar) isyanı başladı.
Kosova Mürettep Kolordusu 4’ncü Tümen Kurmay Başkanlığı’na atanan Binbaşı Cafer Tayyar Bey, 15 Mayıs 1911-16 Haziran 1911 tarihleri arasında yapılan beş büyük çarpışmada bizzat birliğinin başında Malisörlerle çarpıştı. Salıca, Kaprişka ve Barana bölgeleri geri alındı.Bir süre sonra Dâhiliye Nazırı Halil Bey ile görüş ayrılığı yaşayan Cafer Tayyar Bey, Kosova İpek’teki görevlerinden istifa etti. Genelkurmay Başkanlığı’nın 4’ncü Şubesi emrine verildi. 14 Ekim 1911’de Rumeli’de Mustahfiz Taburları’nın (Tanzimat sonrasında 40 yaşını geçen vatandaşların, muvazzaf ve rediflikten sonraki askerlik hizmeti yaptığı taburlar. Ayrıca bu taburlara 20 yaşından genç gönüllüler de katılabiliyordu.) kurulmasında görev aldı.
Bu sırada Arnavutluk’ta İpek ve Yakova Sancaklarında yeni bir isyan başladı. Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa’nın isteğiyle Hükümet, tecrübesinden dolayı Cafer Tayyar Bey’i 29 Aralık 1911’de yeniden İpek Sancağı Mutasarrıf ve Kumandanlığına atadı. Bölgeyi gayet iyi tanıyan Cafer Tayyar Bey’e göre Hükümet’in Arnavutluk’ta uyguladığı siyaset yanlıştı. İtalya, Rusya, Avusturya ve Karadağ’ın kışkırtmaları sonucunda çıkan her isyan sonrasında verilen tavizler ve özellikle de genel af ilanı yeni isyanlara sebep oluyordu. Çözüm, bölgenin idaresinde “adil, fakat kuvvete dayanan” bir sistemin uygulanmasında yatıyordu. Cafer Tayyar Bey, İpek’te sıkıyönetim ilan ederek emniyeti sağlamaya yönelik tedbirler aldı. Islahat programı dâhilinde bölgede yol, okul ve resmi bina gibi hizmetlerin yapımına hız vererek, idarî düzenlemeler yapmaya çalıştı.
Ancak o günlerde Osmanlı Ordusu içine ne yazık ki tam anlamıyla siyaset girmişti. İttihat ve Terakki Fırkası karşıtı, Hürriyet ve İtilaf yanlısı subaylar tarafından “Halaskaran Grubu” kurulmuştu. Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İttihatçıların desteğiyle kurulan hükümetin düşmesi amacıyla Arnavutların isyanını kullanmak istiyordu. Arnavutların isyanını bastırmakla görevlendirilen 1’nci ve 21’nci Tümenlerdeki subaylar asi Arnavutlarla anlaşmış; hatta Cafer Tayyar Bey’i de kendileriyle işbirliği yapması için ikna etmeye çalışmışlardı. Cafer Tayyar Bey, bu subaylara yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştı; ama pek başarılı olamadı. Sonunda Hükümet istifa etti. Gazi Ahmet Muhtar Paşa başkanlığında kurulan yeni Hükümet, Arnavutluk’ta ıslahatlar yapmaya başladı. Cafer Tayyar Bey’e göre olaylar artık Arnavutluk’u Osmanlı Devleti’nden kopma noktasına getirmiş ve halkın da isteklerinin bitmeyeceği anlaşılmıştı.
Balkan Devletleri arasında da Osmanlı’ya karşı ittifak anlaşmaları yapılmaya, Osmanlı ile bu ülkeler arasındaki ilişkiler gerginleşmeye başlamıştı. Ordudaki ikilik ve halk arasındaki siyasi kargaşa sebebiyle iç ortam da oldukça bozuktu. Böyle bir ortamda Cafer Tayyar Bey, 3 Ağustos 1912’de İpek Sancağı Mutasarrıflığı ve Kumandanlığı görevlerinden istifa ederek ayrıldı. İstanbul’da Genelkurmay 3’ncü Seferberlik Şubesi’ne tayin edildi. Derken 17 Ekim 1912 tarihinde I. Balkan Savaşı başladı. Osmanlı Ordusu sayıca olmasa da donanım ve disiplin bakımından yetersizdi. Binbaşı Cafer Tayyar Bey, I. Balkan Savaşı’nda Edirne, Kırklareli, Paşmaklı civarında görevlendirilen Osmanlı Doğu Ordusu, 16’ncı Kolordu Kumandanlığı Kurmay Başkanlığı’na atandı. Ancak o daha görev yerine ulaşmadan Bulgarlar üzerine taarruza geçen Doğu Ordusu, Kırklareli civarında büyük kayıp verdi ve geri çekilmeye başladı.
Ordu, Vize ve Lüleburgaz’a çekilip toparlanmaya çalışırken 1 Kasım 1912 günü cepheye ulaşan Binbaşı Cafer Tayyar Bey’e Pınarhisar-Kırklareli arasındaki mevzilerden, diğer birliklerin geçişini ‘himaye’ görevi verildi. Görevini tamamladıktan sonra Doğu Ordusu’ndan oluşturduğu bir piyade alayı ile Osmanlı Ordusu’nun Bulgarlara önemli kayıplar verdirdiği Vize muharebelerine katıldı. Ordu umumi ricat (geri çekilme) emriyle Çatalca savunma hattına kadar çekildi.Taraflar arasında sağlanan ateşkes sonrasında Osmanlı Ordusu’nda yapılan düzenleme ile Cafer Tayyar Bey, Doğu Ordusu 2’nci Kolordu Kurmay Başkanlığı’na getirildi. 28 Ocak 1913’te Batı Ordusu’nda görevlendirildi. II. Balkan Harbi’nde Lüşne’de Sırplarla çarpışırken tifüs hastalığına yakalandıktan sonra 20 Mayıs 1913’te İstanbul’a döndü.
14 Haziran 1913’te İstanbul’da “Üsküdar Ciheti Kumandanlığı” görevine getirildi. Balkan Savaşı sonunda iki yıl kıdem alan Binbaşı Cafer Tayyar Bey, 9 Aralık 1914’te Kaymakam (Yarbay) rütbesine terfi etti. Cihet Komutanlıkları kaldırılınca 10 Aralık 1913’te İstanbul’da Askeri Mahkeme üyesi oldu. Kısa bir süre sonra da İzmir’deki 4’ncü Kolordu Kurmay Başkanlığı’na tayin edildi.
Balkan Savaşlarında böylesine büyük vazifeler alan Cafer Tayyar, I. Dünya Savaşı’nda da önemli vazifeler........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein