Anadolu iktidarı için verilen bir mücadele: Frenkyazısı Muharebesi

Çünkü her geçen gün biraz daha mum gibi eriyen Selçuklulara bağlı konar-göçer Türkmenler arka arkaya bağımsızlıklarını ilan etmeye başlayınca ikinci dönem Türk beylikleri kurulmaya başlanmıştı. İkinci dönemde kurulan bu Türk beyliklerinin aralarında kendini Selçukluların varisi gören Konya merkezli Karamanoğulları Beyliği en güçlü beylikti.

1361’de Karaman beyi olan Alaeddin Bey, Anadolu’da yayılmacı bir politika izledi. Hamidoğulları, Germiyan ve Eretna beyliklerine saldırdı ve farklı kentleri ilhak ederek hakimiyet alanını genişletti.

Sahip olduğu güçle etrafındaki bütün beyliklere kafa tutan Karamanoğulları ve yine Anadolu’da varlık göstermeye çalışan ufak beylikler adeta kendi aralarında deyim yerindeyse kayıkçı kavgası yaparken bu beyliklerin arasından bir tanesi bu kavgaya varan rekabetlerden uzak durup tıpkı Selçuklular misali son demlerini yaşayan ihtiyar ve yorgun Bizans’a karşı gaza ve cihad yaparak topraklarını genişletmeyi ve güç toplayarak tüm Anadolu’da üstünlük kurmayı kendine gaye belleyecekti: Kayı Boyundan mütevellit Osmanoğulları Beyliği…

400 çadırla Anadolu’ya gelip Osmanoğulları Beyliği’ni kuracak olan Kayı Aşireti, düzen kuracak bir yer bulmak adına o konjonktürde dağılma evresindeki Selçuklu İmparatorluğu’na müracaat edip yerleşmek adına bir yer istedi. O esnada Ahlat’ta ve Van Gölü’nün kıyısında bulunan Kayı Aşireti’ne yer olarak Bizans İmparatorluğu’na komşu olan Söğüt ve Domaniç dolaylarını tahsis eden Selçuklu Devleti, eğer Kayı Aşireti’ne “Bulunduğunuz yer size uygundur, Ahlat’a yerleşin, Van Gölü’nün kıyısına düzeninizi kurun.” deseydi belki de Ahlat’ta ve Van Gölü’nün kıyısında kurulacak olan Osmanoğulları Beyliği tarihe geçen o yükselişi asla yakalayamaz ve asırlarca dünyanın jandarmalığını yapan Osmanlı İmparatorluğu’na dönüşemezdi.

Çünkü Osmanoğulları Beyliği’ni ete kemiğe büründüren Kayı Aşireti’nin ruhunda gaza ve cihad aşkı mevcuttu. Her şeyden evvel Türk’ün töresine ve İslâm’ın........

© Haberton