Negatif ayrılıklar ise, aşırı hırsın insanın sağlıksız bir rekabete itmesi ve bağlantılı ilişkilerin zedelenmesi olabilir. Hani derler ya, “Ateşle oynamak tehlikelidir”, işte o ateşten yanmamak için dengeyi bulmamalıyız.

Bireysel düzeydeki ihtiraslar, kişisel gelişimi tetikleyebilir, yeni yetenekler kazandırılabilir ve daha iyi bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. Toplumsal düzeyde ise, harekete geçiren bir güç haline gelebilir, sosyal değişimlerin öncüsü olabilir. Ancak, rekabetin aşırılığı anlaşmazlığı kutuplaştırabilir, rekabeti artırabilir ve insanlar arasındaki bağları güçlendirebilir. Sonuç olarak, ihtiraslar, eğer iyi yönetilmezse hem bireyselde hem de toplumsal sorun yaratma potansiyeline sahiptir.

Başka birine zarar vermek veya kendi çıkarları karşılığında başkalarını kullanma niyetidir. Bunu kötü niyetli olarak yaşayacaklar. Bu durumda direnir üstün hissetme ya da gücünü elinde tutma arzusundan kaynaklanabilir. Özellikler arasında bir gizli hesap yapma, empati yoksunluğu ve sahip olunan karşı ödemeler arasında yer alır. Yani içten içlerine “Sana yazık!” derken, belki de bir kapı daha açmak istemiyoruz.

Sanatın başlangıçları genellikle korku ve kıskanma gibi temel duygulara dayanır. Korku, kaybetme veya yetersizlik hissini doğururken, kıskanma ihanetine sahip oldukları yerde özlem ve saklamayı kabullenememe durumudur. Bunun yanında bir de aşağılık kompleksi eklenince, insanlar karanlık bir yola sürüklenebilir.

Tarih boyunca ihtiraslar boyunca pek çok önemli olay şekillenmiştir. Alexander Büyük, fetih arzusu ve ihtirasıyla........

© Haberton