TikTok sonrası toplumsal çürüme: Dijital estetiğin hakikatle savaşı

Meslektaşım Sayın Sosyolog Zeliha Bürtek’in “toplumsal çözülme, kültürel erozyon ve sosyal çürüme” üzerine vurguladığı perspektifle uyumlu biçimde, TikTok’un bugün toplumsal çürümeyi hızlandıran bir mekanizmaya dönüştüğünü söylemek abartı değil.

TikTok’un bu etkisi, yalnızca “teknoloji kaynaklı bir değişim” olarak okunamaz; çünkü platform, bireyleri yalnızca içerik tüketicisi değil, aynı zamanda “algoritmik performans üreticisi” hâline getiriyor. Asıl dönüşüm de tam bu noktada başlıyor.

Gündelik hayat artık kameraya hazır bir sahne. İnsanlar karşısında kimsenin olmadığı odalarda bile izleyici varmış gibi davranıyor. Goffman’ın “gündelik hayatın sahnesi” metaforu TikTok çağında aşırılaşarak, hakikat ile performans arasındaki çizgiyi silmeye başladı.

Filtrelerle idealize edilen bedenler, dramatize edilmiş duygular, hızla tüketilen itiraflar, “challenge” adı altında yapılan riskli davranışlar. Bütün bunlar bireyin gerçek benliğini değil,........

© Haberton