Elif gibi öğretmenler gerek bizlere…
“Elif gibi olunmalı
Yokluk aynasında mâkes,
Bir başınayken de ses,
Dostunu, arkadaşını,
Sese bürüyen bir nefes…”
Elif gibi olacak öğretmen, bir başınayken de ses olacak, yaşadığı toplumun dertlerine, sıkıntılarına bigâne kalmayacak, onların duyan kulağı, konuşan sesi olacak. “Kim var?” diye sorulduğunda Necip Fazıl Üstadın tabiri ile “Sağına, soluna bakmadan -Ben varım” diyebilecek cesaret ve liyakate sahip olacak. Sadece bununla da kalmayıp aynı ‘elif’in diğer harfleri de seslendirdiği, onlara hayat verdiği gibi, onlara nefes olduğu gibi bilgisini, birikimini, duruşunu, erdemini, hislerini, sevgisini etrafındakilerle, özellikle de öğrencileriyle paylaşacak, onları da ses, nefes sahibi yapacak…
“Elif gibi olunmalı
Ne eğilen, ne bükülen,
Sözlerinde özü gizli,
Yiğit, vakûr ve izzetli.
Boynu yalnız Rabb’e bükük,
Çaresizce kırık, dökük,
Her durumda râzı hükme,
Münzevî, sâde, âzâde…”
Eğilip bükülmeyen bir duruş sahibi olacak öğretmen, harbi, hasbi, samimi olacak, içi dışı, özü sözü bir olacak, yani “hem olduğu gibi görünecek hem de göründüğü gibi olacak” ki numune-i imtisal olabilsin elinin eriştiklerine, yüreğine dokunabildiklerine. “Cesaret liyakatin omurgasıdır” hükmü mucibince cesur olacak yaşadığı topluma ve ideallerine layık olabilmek için, vakur ve izzetli olacak, hiçbir metanın esiri olmamacasına. Rabbine boyun eğecek sadece; tüm tevazusu ve kulluğuyla, kula kulluk etmeyi zillet bilecek ve bunu öğretecek yetişen nesillere.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein