Dünyalık Her Amaç Küçük, Geçici Her Hedef Basittir |
Ademoğlu, asıl vatanı bu dünya olmadığından, ömrü boyunca ne yaparsa yapsın, bir gölgeler diyarından ibaret olan bu misafirhanede kamil manada mutluluğa, gerçek bir saadete ve hakiki bir huzura eremez. Dünyevi bütün istekleri yerine gelse, tüm arzuları tecelli etse, bütün emellerine kavuşsa dahi, insanoğlu asla bitmeyen bir saadetin, eksiksiz bir selametin ve hakiki mutluluğun kapısını aralayamayacaktır.
Bu sonsuz hakikatten habersiz akıllar ve biçare gönüller, ömür boyu olmayacak bir duaya âmin diyorlar. Gerçekleşmeyecek bir rüya, çöldeki bir serap bu.İnsanı bu dünyada vardığı hiç bir hedef sonsuz mutlu etmez. Para, şöhret, makam, güç, evlat, mal... Hiçbiri, ama hiçbiri, Ademoğlunun derdine derman olamaz.
Bu sebeptendir ki, susuzluğunu dindirmek için durmadan deniz suyu içen bahtsızlar gibidir mutluluğu bu diyarda arayanlar. İçtikçe susarlar susadıkça içerler. Netice malum; vade dolduğunda, ayrılık gemisi (bir daha dönmemek üzere) bu gölgeler aleminden demir alır ve perde iner ve hayat filmi sona erer.
Gafil ve bahtsız insanlardan geriye, sadece ah- ü vahlar ile üzerinde "Hüvel Bâkî" yazılı bir mezar taşı kalır. O taşın başına ara sıra bir baykuş konar ve tüm gafiller adına o bahtsızlara sorar: "Nerede anan, nerede yârin? Nerede paran, nerede malın? Tahtın gitti, bahtın bitti, şöhretin öldü, makamın çöktü... Maddi ve dünyevi neyin varsa........