Özellikle şirketlerin ve ortaklarının sermaye aktarımı, miras paylaşımı ve bağışların ticari
mevzuata ve vergi kanunlarına uygunluğu gibi gerekçelerle son dönemlerde vakıf kurma
faaliyetlerinin arttığı gözlemlenmektedir.
Ancak, genel geçer bilgilerle kurulmaya çalışılan ve yönetilmesinde ciddi hatalar yapıldığı
tecrübe edilen vakıfların kavramsal ve yasal zemininin “derli toplu” bir çerçeveye
oturtulması önem arz etmektedir.
Vakıf medeniyetine sahip bir ecdadın çocukları olarak bu yazının faydalı olmasını umuyorum.
Vakfın Tanımı
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 101. maddesinde, vakıf "gerçek veya tüzel kişilerin
yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip
mal toplulukları" olarak tanımlanmış ve Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve
Anayasa’nın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, millî birliğe ve millî menfaatlere aykırı veya
belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamayacağı hüküM altına alınmıştır.
Bu tanımdan anlaşılacağı üzere vakfı oluşturan en önemli iki unsur; özgülenecek bir malvarlığı ve malvarlığının özgüleneceği amaçtır.
Vakıf Türleri
Vakıf türleri ise 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 3. maddesinde yapılan sınıflandırmaya uygun olarak aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Mazbut Vakıf: “Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar” olarak tanımlanmaktadır.
Mülhak Vakıf: “Mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıflar” olarak ifade edilmektedir.
Cemaat Vakfı: “Vakfiyeleri olup olmadığına bakılmaksızın 2762 sayılı Vakıflar Kanunu
gereğince tüzel kişilik kazanmış, mensupları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan
Türkiye’deki gayrimüslim cemaatlere ait vakıflar” şeklinde tanımlanmaktadır.
Esnaf Vakfı: “2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun yürürlüğünden önce kurulmuş ve esnafın seçtiği yönetim kurulu tarafından yönetilen vakıflar” olarak tanımlanmaktadır.
Yeni Vakıflar: “Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıflar” olarak ifade edilmektedir.
Vakıf Kuruluşu
Yeni vakıflar, vakıf senetlerinde yazılı amaçlarını gerçekleştirmek üzere Genel Müdürlüğe beyanda bulunmak şartıyla şube ve temsilcilik açabilirler. Beyannamenin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Yabancılar, Türkiye'de, hukukî ve fiilî mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilirler.
Vakıflar Yönetmeliği’nin 4. maddesi gereğince, yeni vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Türk Medeni Kanunu’nun 106. maddesi gereğince, vakıf senedinin içeriğinde vakfın adının, amacının, amaca özgülenen mal ve hakların, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yerinin gösterilmesi zorunludur.
Yönetmeliğin 7. maddesi uyarınca; mahkeme, dosya üzerinde Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşünü almak, gerekirse vakfedeni dinlemek ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle vakfın tesciline karar verir. Tüzel kişilik kazanan vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan, vakfeden ile vakıf adının, yerleşim yerinin, organlarının, amaç ve bu amaca özgülenen mal ve haklarının gösterildiği sicil defterine tescil edilir.
Yönetmeliğin 9. maddesinde ise vakfın, yerleşim yeri mahkemesinin yapacağı bildirim üzerine Genel Müdürlükte tutulan merkezi sicile kaydolunacağı ve Resmî Gazetede ilan edileceği ifade edilerek merkezi sicile kayıt ve ilan hususları düzenlenmiştir.
Resmi Senetle Kuruluş
Gerçek veya tüzel kişilerin vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan resmi Senetle açıklanır. Noter, resmi senedin bir örneğini yedi gün içinde Vakıflar Genel Müdürlüğüne gönderir.
Mahkemeye başvurma, resmi senedin düzenlenmesinden sonra vakfeden tarafından yapılır.
Resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması halinde, temsil yetkisinin noter tarafından düzenlenmiş temsilcilik belgesi ile verilmiş olması, bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmesi zorunludur. Kurucular arasında tüzel kişi bulunması halinde; bu tüzel kişinin vakıf kurabileceğine ve vakfa mal varlığı tahsis edebileceğine dair hüküm bulunan kuruluş statüsünü veya yetkili organ kararını da vakıf senedi ile mahkemeye verirler.
Resmi senetle kurulan vakıflarda vakfedenin ölmesi halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulabilir. Vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden üç ay içinde vakfedenin veya ölümü halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulmamış veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup da bu süre içinde sona ermiş ise vakfın tescili hususundaki başvurma Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Yetkili mahkemeye başvurulması üzerine, yapılacak harcamalar, ilgili vakıftan alınmak kaydıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından karşılanır.
Vakfın Tescili ve Mahkeme İşlemleri
Türk Medeni Kanunu’nun 102. maddesine istinaden; Mahkeme, dosya üzerinde Genel Müdürlüğün görüşünü almak, gerekirse vakfedeni dinlemek ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle vakfın tesciline karar verir.
Mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri resen alır. Mahkeme, tescile veya tescil isteminin reddine ilişkin olarak verdiği kararı, resmi senetle birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğüne resen tebliğ eder.
Tüzel kişilik kazanan vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan, vakfeden ile vakıf adının, yerleşim yerinin, organlarının, amaç ve bu amaca özgülenen mal ve haklarının gösterildiği sicil defterine tescil edilir.
Tescil kararı, başka bir mahkemece verilmiş ise ilgili belgelerle birlikte tescil için vakfın yerleşim yeri mahkemesine gönderilir.
Vakıf Yönetimi ve Organları
Organlar
Vakfın bir yönetim organı olması zorunludur. Vakfın işleyişinin kolaylaşması açısından, amacının kapsamına ve faaliyetlerine uygun olarak mütevelli heyeti, yönetim organı ve bir denetim birimi olması uygun olur.
Bu sayılan organlar dışında onur kurulu, araştırma kurulu, çalışma kurulu gibi vakfın yönetimi ile ilgili olmayan kurulların vakıf organları arasında gösterilmemesi gerekir.
Vakfın organlarının kaç kişiden oluşacağı, toplantı ve karar yeter sayılarının senet metninde gösterilmesi, organların görev ve yetki sınırlarının yeterince belirtilmesi halinde, vakfın işleyişinde sıkıntıya düşülmesinin önüne geçilmiş olur.
Vakıf organlarında kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak görev alamazlar.
Mütevelli Heyeti
Vakfın ya da kuruluşun yönetimini üstlenmiş kuruldur. Vakfın başkanı aynı zamanda mütevelli heyetinin de başkanıdır. Vakıfların karar organları Vakıf Mütevelli Heyeti’dir.
Mütevelli heyetlerinin asli görevi vakıfları yönetmek ve temsil etmektir. Asli görevinin yanında aşağıdaki görevleri de yerine getirirler:
-Boşalan Yönetim Kurulu üyeliklerine yenilerini atamak,
-Yönetim Kurulu üyelerini seçmek,
-Denetim Kurulu üyelerini seçmek,
-Yönetim Kurul üyeleri tarafından hazırlanan faaliyet raporu, bilanço, gelir ve gider hesaplarını incelemek ve Yönetim Kurulu’nu ibra etmek,
-Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerini gerektiğinde işten el çektirmek,
-Vakıf faaliyetlerinin amaçları gerçekleştirme noktasında yeterli olup olmadığını denetlemek, görülen eksiklikler için raporlar hazırlayıp, Yönetim Kurulu’na sunmak ve gereğinin yapılmasını istemek,
-Vakıf çalışmaları ile ilgili tavsiyelerde bulunmak,
-Gerekli görülürse vakıf senedinde değişiklikler yapmak,
-Vakfın mal varlığını artırıcı tedbirler alır, gayenin gerçekleşmesine yardımcı olur.
Mütevelli heyetinin ilk toplantısı, vakfın tescilini müteakip bir ay içinde yapılır.
Mütevelli heyet üye tamsayısının yarısından bir fazlası ile toplanır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde toplantı, bir hafta sonra aynı gün ve saatte aynı yerde yapılır. Bu ikinci toplantıda Toplantı nisabı, üye tamsayının üçte birinden (1/3) az olamaz.
Mütevelli heyet karar yeter sayısı ise, toplantıya katılanların yarıdan bir fazlasıdır. Oyların eşit olması halinde, divan başkanının oyu iki oy........