İSLAM'IN İLK ŞEHİT ÖGRETMENLERİ ve BİZLERE BIRAKTIKLARI |
“Gül yüzlülerin kirini, gülsuyu kokan gözyaşları alır... Ve damla damla gül dökülen ellerde, gül kokusu kalır.
‘Tohumu eken bilir
Gözyaşını döken bilir
Gül kadrin diken değil
Çileyi çeken bilir’
Ve ey gözyaşım,
Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel ve kadim bir dostu uğurlar gibi git..." diyordu yazar, seneler önce okuduğum bir kitabında.
Onlar, çorak toprağı süren, tohumu eken ellerdir. Onlar, çiçeği gözyaşlarıyla sulayan kaynak, gerektiğinde kanıyla besleyendamardır. Onlar, özlenen bahar için her türlü ezayı, çileyi seve seve göğüsleyen cefakar serdengeçtilerdir. Onlar, istikametsiz karanlık çöllere yön vermek, ışık tutmak, aydınlatmak için gerekirse kendilerini yakan kutup yıldızlarıdır. Onlar alimlerimiz, hocalarımız, muallimlerimiz, öğretmenlerimizdir.
Hele bir de bunlar, Allah Resulü sav'in dostları, Ashab ise... İşte o vakit, “Alimler, Peygamber varisleridir.” gibi zayıf senetli denilen bir Hadisi Şerif’i bile manaca kuvvetli kılandaha da başka bir hale bürünmüş olurlar. Peki ya, bizzat Allah Resulü sav tarafından bu göreve seçilmiş, kurak çöllere İlahi Kaynak’tan damıtmak için hemen yola koyulmuş ve yolda çeşitli hileler ve zulümler ile katledilmişler ise? “İslam’ın ilk öğretmen şehitleri” diyebileceğimiz bu mübareklerinmakamları da mevkileri de kıdemleri de rütbeleri de yalnızca ama yalnızca Rabbimiz’ in katında saklıdır elbette.
Hicret’in üçüncü yılında, Bedir Savaşı’ndan sadece 13 ay sonra gerçekleşen ve Peygamber sav’in yaralanması, Hz Hamza ve Musab b. Umeyr ra gibi sahabelerin şehadetleri gibi Müminlerin çok ağır bir imtihanı ile neticelenen Uhud Savaşında, önce mağlubiyet sonra ise galibiyet ile burun buruna gelen ve bir sene sonra yeniden karşılaşmak isteği ile geri çekilen Ebu Sufyan öncülüğündeki Mekkeli müşrikler, Müslümanlar ’ın başına ödül koyduklarını ilan etmişlerdi. Bunun üzerine Medine’ye yakın Ehabiş kabilesinden Adal ve Kare topluluklarına bağlı bir kaç kişi (daha sonra Lihyanoğulları’nın planıyla gönderildikleri ortaya çıkmıştır)Uhud Savaşı’ndan bir kaç ay sonra Medine’ye gelerek Allah Resulü sav’in huzuruna çıktılar. Kabileleri içerisinde İslam ile şereflenmek isteyen bazı kişilerin olduğunu ve fakat İslam hakkında hiçbir bilgilerinin olmadığını söylediler. Bu sebeple İslam’ı öğrenebilmek adına Allah Resulü sav’den kendilerine öncü olabilecek nitelikte tebliğ ve irşad görevlileri istediler.Bunun üzerine Alemlere Rahmet Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa sav, ashabı içerisinden kimi kaynağa göre 6-7 kimi kaynağa göre ise 10 kişilik bir grup belirledi ve Ehabiş kabilesinden gelen samimi görünümlü bu insanlarla birlikte gitmelerini istedi.
Hemen yola koyuldular. Medine’den çıkıp Huzeyl kabilesinin yaşadığı Raci mevkiine geldiklerinde, Ehabişli sahtekar ikiyüzlüler, alçak planlarını gerçekleştirmek amacıyla harekete geçince gerçek kimliklerini aşikar etmiş oldular.........