menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ağıt

9 7
wednesday

Türkü, Türk’ten gelmektedir ve fakat sadece Türk’e gitmemektedir. Duygudaşlık hasletinde yüreği olan her nefse dokunmaktadır. “Burası Muş’tur” bir türkü değil aslında bir ağıttır, gidip de geri gelmeyenlere, şehit düşen ama mezarı dahi olmayanlara yakılan ağıt…

Huş mu Muş mu?

Huş, Yemen’de bir beldedir. Birileri Muş’la ait/özdeşleşen Türkü’yü Huş’a mal etmeye yeltenmeselerdi muhtemelen Huş ismi sadece yöresel kalacaktı. Lakin Yemen’in Türk tarihinde yeri önemlidir. İngilizlerin desteklediği, İmam Yahya ve Şeyh İdris-i isyanları sonrası Osmanlı otoritesinin iyice zayıflaması ve 1918 yılında çekilmek zorunda kalınması ile malum son…

Muş, doğuda sürekli göç veren, milli gelir kıyasında 81 vilayet içinde son 3’ten bir türlü çıkamayan, özellikle 1984 sonrası PKK’ya alan açma politik ihmalleriyle Türk göçünün arttığı, bir türkünün dahi çok görüldüğü garip bir il…

Meselenin Özü:

Objektif yaklaşımla, aşağıdaki soru-cevap silsilesi Muş-Huş tartışmasının abes olduğunu anlatmaya yetmez mi? Buyurun…

Soru 1: Askerliğini yaptıktan sonra yedeğe ayrılan erlerden oluşan 25. Redif Alayı nerede kurulmuştu? Cevap: Muş’ta.

Soru 2: Birinci Dünya savaşında asker toplamaya gelen Yüzbaşı Selahattin Ethem Bey, Yemen’e ağıt yakan kadınları nerede görüyor? Cevap: Muş'ta.

Soru 3: Askerlere ithaf olunan bu türkünün nakaratı neymiş? Cevap: “Burası Muş’tur, yolu yokuştur.”

Soru 4: “Ne oldu cenazeniz mi var?” sorusuna Muşlu........

© Habererk