Kanayan yaramız “Çocuk Gelinler…”

Dalgaların sesini dinlemek, birazda kendimle baş başa kalabilmek için oturduğum bankta;

"12 yaşında evlendirildim.

13 yaşında anne oldum.

Hiçbir zaman sevgi görmedim, benim hiç saçım okşanmadı" dedi birdenbire yanımda oturan kadın.

Şaşırmıştım…

Kültürler, dinler ve etnik kökenlerin ötesine geçen, küresel bir sorun olan çocuk yaşta evliliklerin, bir başka deyişle çocuk yaşta zorla evlendirilenlerin dramını dile getiriyordu yılların birikmişliği ile…

Aslında hiç dinmeyen, kanayan yara çocuk gelinler.

Binlerce kız çocuğu ergenlik çağına gelmeden, çocukluklarını yaşamadan, henüz bedenlerinin bile farkına varamadan, evlilik kurumunun içine sürükleniyor, fiziksel, duygusal ve eğitimsel olarak zarar görüyor, beklemedikleri anda önce eş, daha sonra anne oluyorlar.

Bu koşullarda evlendirilen bu kızların sağlıklı düşünerek çocuklarını eğitmeleri ve duygusal olmayan cinsellikten sağlıklı bireyler beklemek biraz hayal gibi.

Bu trajik gerçek, çocuk gelinlerin varlığıyla şekillenen bir insan hakları krizini de işaret ediyor.

Ülke genelinde yapılan istatistiklere göre 15 yaşında ve 15 yaşından küçük evlendirilen çocuk oranı (,

Orta Anadolu Bölgesinde bu oran 7,

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde B’lere çıkıyor.

Yani her üç kadından biri çocuk yaşta evlendiriliyor.

Hayallerini oyuncak ve okul süslemesi, okul forması giymesi gereken bu çocuklara beyaz gelinlik giydiriliyor.

O çocuklar ki çocukluklarını çeyiz sandıklarına gömüyor ne oyunun tadına varabiliyorlar ne de okulun.

Hacettepe Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre 7,2 milyon kişinin evlilik kararını aileleri vermiş.

3 milyon çocuk, başlık parası yüzünden, hiç tanımadıkları, babası yaşındakilerle evlenmek........

© Habererk