menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslam’ı Kur’an’dan mı okuyoruz?

6 9
15.10.2025

Başlığa baktığımızda aklımıza şöyle bir soru gelebilir:
"İslam Kur'an'dan başka yerden okunabilir veya öğrenilebilir mi?"
Bu soruya verilecek tek cevap şudur:
"İslam'ın kitabı Kur'an'dır. Allah Kur'an'da son inen ayetle (Maide, 3) dini tamamlanmış, eksiği ve fazlası olmadan insanlara göndermiş olduğunu açıkça beyan etmektedir. İçinde asla şüphe olmayan Kur'an insanlar için hayat rehberi ve kullanma kılavuzudur. Dini öğrenmek isteyenin tek kaynağı da Kur'an'dır. Kur'an'ı bize getiren Resulullah da sadece Kur'an'a uydu ve insanları da Kur'an'a tabi olmaya çağırdı. Bu gerçekten hareket ettiğimizde dine ait her şeyin Kur'an'da mevcut olduğunu görüyoruz."

Kur’an’la ilgili birçok tefekkür ürünü eseri okuyucuyla buluşturan kadim dostum Prof. Dr. Muhammet Nurdoğan, bu kez de "İslam'ı Kur’an’dan Okumak" ismini verdiği eserinde İslam dininin Kur'an'dan öğrenilmesi hususunun temel bir ilke olduğu belirtiyor. İslam’ın tarih boyunca gelenek, hurafe, mezhep, tarikat vs. gibi pratik yorumlarıyla ekseninden kaydığı tespitini örnekleriyle ortaya koyan Nur Doğan, dinin saf haliyle anlaşılması gerektiğini savunarak İslam’ın Kur’an merkezli okunmasını öneriyor.

Nur Doğan, İslam dininin gelişinden bu yana inananların dinin asıl ve tek kaynağından uzaklaştıklarından dolayı Kur'an'a dönüşten başka çare olmadığının altını şu önemli cümlelerle çiziyor?
"Ne yazık ki günümüzde inananlar olarak İslam’ı Kur'an'dan okumuyoruz. Biz İslam’ı gelenekten, görenekten, hamasetten, atalar dedeler kültlerinden, hurafelerden, Elçi’nin vefatından asırlar sonra kulaktan kulağa aktarılmış rivayetler yolu ile üretilen hadislerden, mistik telakkilerden, evliya menkıbelerinden, keşif ve keramet masallarından, cemaatçilik, tarikatçılık, mezhepçilik anlayışlarından; rüya tabiri, şifalı bitkiler, ilmihâl, siyer, megazi kitaplarından; birer modern ideoloji niteliği ile karşımızda duran sözde İslami hareketlerin temel esprilerini ve ilkelerini ihtiva eden yayınlardan; romanlardan, hikâyelerden, şiirlerden, takvim yapraklarından, gazete köşelerinden, dergi sayfalarından, edebiyat tarihimizin malı olmuş dinî-tasavvufi-edebî eserlerden vs. okuyoruz. Ne yazık ki ancak esaslı bir şekilde Kur'an'dan okumuyoruz... Evet, biz İslamiyet’i başka her yerden okuyoruz; ama Kur'an'dan okumuyoruz."

Özellikle İslam hakkında kaleme aldığı eserlerinde tefekkür eksenli, kültürel ve metin temelli yaklaşımlar üzerine analizler yapan biri olarak tanınan Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, “Kur’an merkezli din”, “İslam’ın kültürel sapmaları” gibi konular üzerine konuşmaları, videoları ve yazıları ile de kültürel hayatımıza büyük katkılar sağlıyor. Bu gayretle kaleme alındığı açık olan "İslam’ı Kur'an'dan Okumak" isimli kitap, İslam hakkında yapılan ve kaynağı rivayetler olan geleneksel yorum ve kültürel sapmaları eleştiren bir perspektifle hazırlanmış.
Yazarın Kur'an merkezli savunduğu tezler dinin gelenek ve hurafelerle örüldüğü din anlayışına sahip olanlar için sarsıcı gelebilir. Çünkü rivayetlerle örülmüş bir uydurulmuş din anlayışı çerçevesinde yapılan ezberlerin bozulması insanlar tarafından kabul edilmesi oldukça zordur. Resulullah'ın Mekkelilerin ileri gelenleri tarafından reddedilmesinin sebebi de bu gerçektir.

İslam'ın din adına uydurulmuş unsurlarından arındırılarak Kur’an’daki saf haliyle anlaşılmasının her çevrede kabul görmemesi tarihte çok karşılaşılan bir gerçek olarak hafızalarımızda yerini almıştır.

İslam dinine bizzat kendi müntesipleri tarafından büyük haksızlık yapıldığı için yanlış anlaşıldığını savunan yazar, “Kültür ve iletişim asrı olarak nitelenen 21. yüzyılın ilk çeyreğini hızlı adımlarla idrak ettiğimiz şu yıllarda, Allah’ın insanoğlu için hidayet ışığı olsun diye gönderdiği evrensel tevhid dininin son halkası olan İslam dünya ölçeğinde tartışmaların, çarpışmaların, yanlış anlamaların odağı haline getirilmiş ve bu dine büyük haksızlık yapılmıştır.” diyerek bu hatanın düzeltilmesinin yegâne yolunun Resülullah gibi İslam’ı yeniden Kur'an'dan okumaya bağlı olduğunu savunuyor.

Her sayfası insanda bir tefekkür ufku açan kitabın temel düşünce çizgisini, “Dinî anlayışta gelenek, kültür, mezhep yorumlarından arınarak Kur’an’ın mesajını doğrudan okumak gerekir. Çağın iletişim kültürü, modern kavramlar ve düşünsel dönüşümlerle birlikte Kur’an’ın anlaşılma biçimlerinin yeniden değerlendirilmelidir.” Şeklinde özetlemek mümkündür.

Yazarın, kitabın “Kur’an’ın Anlaşılması” başlıklı bölümde dikkat çektiği bazı kilit fikirler mevcuttur.

Bunların başında “Kur’ani kavramların bulanıklaşması” iddiası gelmektedir. Yazar, İslami düşüncenin Emevilerden başlamak üzere erken devirden itibaren ortaya çıkan sosyal, siyasi ve kültürel etkileşimler nedeniyle Kur’an’da kullanılan temel kavramların zihinlerdeki netliğinin giderek bulanıklaştığını savunmaktadır.
Ayrıca, Kur’an’ın temel kavramlarının özgün muhtevalarından uzaklaştığı, kültür içi öğelerin, geleneklerin, mezhep, tarikat gibi düşünce geleneklerinin müdahalesiyle değiştirilmiş, yorumlanmış ya da şekil değiştirmiş halde algılandığını iddia........

© Habererk