Bozkurtun İzinde: Dün, Bugün ve Yarın Nihal Atsız |
Bugün, Türkçü düşüncenin en keskin kalemi, Türk milletinin fikrî hafızasında bir dönüm noktası olan Hüseyin Nihal Atsız’ı bir kez daha hürmetle anıyoruz. Zaman geçer, nesiller değişir; fakat bazı isimler vardır ki milletin vicdanında hiç eskimez. Atsız da bu millete eskimeyen bir karakter, sönmeyen bir fikir ve tükenmeyen bir irade bırakmıştır.
Atsız’ı anlamak için onu yalnız yaşamının içindeki bir yazar olarak değil; Türk milletinin bin yıllık yürüyüşüne ses veren bir karakter mimarı, bir fikrî disiplin ustası ve bir Türklük bilinci kurucusu olarak görmek gerekir. Çünkü Atsız, yazdıklarını yalnız kalemiyle değil, hayatıyla da mühürlemiş bir fikir adamıdır.
Milletine Adanan Bir Ömür
Atsız’ın hayatı, genç yaşlardan itibaren Türk milletinin tarihine, töresine ve kimliğine adanmış bir mücadele defteri gibidir. Eğitim hayatında karşılaştığı engellere, siyasi baskılara, döneminin yasakçı zihniyetine rağmen fikrinden bir adım geri atmaması, bugün bile genç kuşakların en çok hayranlık duyduğu yönlerinden biridir.
Onun “Türkçülük” anlayışı, kuru bir slogan değil;
şeref, sadakat, disiplin ve milletin büyük yürüyüşüne duyulan mutlak bir inançtır.
Türk tarihini yalnızca geçmişe ait bir bilgi değil; milleti geleceğe taşıyacak bir ruh kaynağı olarak görmesi, düşüncesinin temel sütununu oluşturur.
Edebiyatta Bir Çağrı: Ötüken’e Dönüş
Atsız’ın romanları—Bozkurtların Ölümü,........© Habererk