Pembe Çiçekli Basma Fistanım...

Çocukluğumun en güzel fistanı. Anısı.
1960'lı yıllar. Çocukluğum. Çok şeyi hatırlamıyorum ama pembeli fistanım resim gibi gözümün önünde.
Çoookkk sevinmiştim ve de sevmiştim. Belki benim için ilk ve en güzel hediyem olduğundandı.
***
Japonların sade, kullanışlı, ekonomik, akımlara uymayan giyim tarzı ile ilgili bir görsel izledim. Yamanın nasıl modaya dönüştüğünü izledim. Kullan at yerine sonuna kadar değerlendirmeleri ilgimi çekti. Aklıma çiçekli fistanım geldi.
Bizim ülkemizdeki çılgınlık ve her şeyi nasıl tüketip bitirdiğimizi üzülerek, içine kendimi de dahil ederek eleştiri düşüncesine daldım.
***
Köyden bahsediyordum.
Şimdiki gibi her şeye kolayca ulaşılmıyordu.
Üzerimize giyeceğimiz mağazalardan alınmazdı. Öyle terziler de yoktu.
Moda da.
En güzel şey, üzerimize dikilen temiz giyeceklerdi.
El makinesinde alınan veya dokunan kumaşlar dikilirdi.
Makine de her evde olmazdı. Olmayan, olan komşudan emanet alır dikerdi. Bilmiyorsa komşu imdadına yetişirdi.
Ha biraz eli makas tutan de biçer dikecek olanın eline tutuştururdu.
Hiç bir parçası, kırpığı ziyan edilmez, eskirse yırtılırsa diye bohçalanır saklanırdı.
Giyeceklerimizi eskiyene kadar giyerdik.
Yenisini üstten, eskisini de onun altından giyerdik kışın. Atlet niyetine.
Bayramlarda duruma göre yenileri dikilir ve bayramlıklarımız olurdu. Tabi eskiyen dediğim, rengi solması veya modeli değişmesi değil, yırtılan yama yapılır, eklenir, ulanır bedenimize hizmet ederdi.
Küçüleni de arkamızdan gelen kardeşlerimiz giyerdi.
Bende........

© Habererk