Kötü niyetli propagandanın hedefindeki Türkiye: Atatürk'e yönelik ırkçı ve din merkezli iftiralar neye hizmet ediyor?
Türkiye’nin bugün her zamankinden daha çok birliğe, huzura ve güvene ihtiyacı var. Ekonomik sıkışmışlık, jeopolitik riskler, en önemlisi toplumsal gerginlikler; milletin ortak bir paydaya değil, sürekli ayrıştırıcı başlıklara çekilmesiyle daha da ağırlaşıyor. Siyasetin zaten ikiye böldüğü Türkiye, son yıllarda bununla da yetinilmezmiş gibi laiklik–antilaiklik, dindar–din karşıtı, muhafazakâr–seküler gibi fay hatları üzerinden her gün yeniden kutuplaştırılıyor.
Son olarak, bazı çevrelerce “Atatürk Yahudidir” şeklinde üretilen, tamamen mesnetsiz, ırkçı ve tarihi inkâr eden propaganda; sosyal medyada mantar gibi çoğalan yalan hesaplar tarafından dolaşıma sokularak yeni bir toplumsal fay hattı oluşturma çabası hâline getirildi.
Bu iddiaların hiçbir bilimsel, tarihî veya arşivsel temeli yoktur. Ama mesele, iddiaların doğruluğu değil; bu iftiraların neden ve ne amaçla dolaşıma sokulduğudur.
BU İDDİALAR NEDEN ORTAYA ATILIYOR?
1. Toplumsal Bağları Koparmak
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin en güçlü ortak paydasıdır. Onun şahsına yönelik her saldırı aslında Cumhuriyetin temelini hedef alır. Atatürk’ü etnik köken üzerinden tartışmaya açmak, toplumun ortak değerini tartışmalı hâle getirerek birlik duygusunu zayıflatmayı amaçlar.
Bu propagandalar Türkiye’de yıllardır uygulanan “böl, parçala, yönet” stratejisinin en görünür örneklerindendir.
2. Dini Kullanarak Siyasallaştırmak
Bu tür iddialar özellikle “din adına konuştuğunu” söyleyen marjinal gruplar tarafından yayılıyor. Amaç, Atatürk’ü dine karşı bir figür gibi........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein