Ekonomistlik mi, tahsilatçılık mı?

Nebati’den sonra ekonominin başına büyük umutlarla getirildi. Elindeki sihirli değnekle dokunacak, ekonomiyi düzeltecekti.

Anlaşılacağı gibi Mehmet Şimşek’ten bahsediyorum. Göreve geleli 13 ayı geçti. Dokunduğu her şey yanıyor. Hayat pahalılığı, enflasyon dayanılmaz seviyede. Ondan yapısal değişiklikler, düzenlemeler bekleyenler hâlâ bekliyor. Mesela Merkez Bankası Başkanlığı özerkti. Bir kararname ile hükûmetin veznecisi hâline indirildi. Vezne memuru, önüne gelen dekontlar ne kadarsa ödeme yapar, para politikaları ve ekonominin durumu ile ilgilenmez.

Mehmet Şimşek göreve geldiğinden beri, tek bir şey yapıyor; suya, havaya, uçan kuşa vergi koyuyor.

Dede Korkut hikâyelerinde bir Deli Dumrul vardı. Köprüden geçenden bir akçe, geçmeyenden iki akçe alırmış. Salınan vergiler Deli Dumrul’u aratır hâle geldi. Kötü yönetimin bütün yükü vatandaştan çıkarılıyor. Batıran Erdoğan, hesabı ödeyen millet.

80’li yılların sonunda çek-senet tahsilatçıları vardı. O furyaya bazı tanıdığım isimler de katılmış, gözden ve gönülden düşmüşlerdi. Tahsil edilemeyen senetleri-çekleri birkaç bıçkın, hırslı genç alır, borçlunun kapısına dikilirdi.........

© Habererk