Beyin Göçü Masum Bir Tercih Değildir: Türkiye’den Nitelikli İnsan Gücünün Küresel Transferi |
Türkiye son yıllarda sessiz ama son derece stratejik bir kayıpla karşı karşıya: yetişmiş, nitelikli, eğitimli insan gücünün hızla ülke dışına yönelmesi. Kamuoyunda sıkça “gençler daha iyi bir hayat istiyor” ya da “ekonomik sebeplerle gidiyorlar” gibi basitleştirilen bu süreç, gerçekte çok daha derin ve çok katmanlı bir meseleye işaret ediyor. Beyin göçü, yalnızca bireysel tercihlerden ibaret değildir; uluslararası rekabetin, devlet politikalarının ve istihbarat destekli insan kaynağı stratejilerinin bir parçası olarak okunmalıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yükseköğretim mezunları arasında beyin göçü oranı son yıllarda belirgin biçimde artmıştır. 2015’te %1,6 olan oran, 2023 itibarıyla %2,0 seviyesine yükselmiştir. Erkek mezunlarda bu oran %2,4’e kadar çıkmaktadır. Yüzde olarak “düşük” görünen bu rakamlar, mutlak sayılara ve nitelik düzeyine bakıldığında Türkiye açısından ciddi bir insan sermayesi kaybına işaret etmektedir.
Daha da önemlisi, göç edenlerin profili rastgele değildir. En yüksek göç oranları; bilişim teknolojileri, mühendislik, doğa bilimleri, matematik, istatistik, moleküler biyoloji ve genetik gibi stratejik alanlarda yoğunlaşmaktadır. Özellikle bilişim ve mühendislik mezunları, Türkiye’den en hızlı kopan gruplar arasındadır. Bazı ileri bilim programlarında mezunların -18’inin kısa süre içinde yurt dışına yönelmesi dikkat çekicidir.
Bu tablo, kaybın sadece niceliksel değil, niteliksel olduğunu da açıkça göstermektedir.
Türkiye’den ayrılan nitelikli insan gücünün tercih ettiği ülkeler de tesadüfi değildir. Resmî ve akademik kaynaklara göre ilk sıralarda:
ABD
Almanya
Birleşik........